Yıllardır alınan yanlış kararlarla halkın yargıya olan güveni azalmıştır. Yaşanan süreçler yargıyı sorun çözer noktadan, çözümün değil sorun ve çatışmanın kaynağı haline getirmiştir.
Kuşkusuz, hukukun işlediği, Anayasa’nın tam ve eksiksiz uygulandığı bir ülkede İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyarak kararın gereğini yerine getirmeliydi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa’yı hiçe sayarak Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaması, ardından da Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin de benzer şekilde Anayasa’nın açık hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaması ve hatta kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması artık tuzun da koktuğu noktadır.
Son dönemdeki bu kararlar, sadece Anayasa Mahkemesi’ni hiçe saymak değil, aynı zamanda anayasal düzeni ortadan kaldırma girişimidir.
Hukuk tüm vatandaşların teminatı; emekçilerin suyu ekmeği, ezilenlerin sığınacağı tek limandır. Anayasal düzeni ortadan kaldırmak için yapılan tüm girişimlerin faturası her zaman ve öncelikle emeğe ve emekçilere çıkarılmıştır.
Bu kararlar, başta alınteriyle geçinen emekçiler olmak üzere hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının artık anayasal, yasal bir güvencede olmadığının açık kanıtıdır.
Belediye-İş; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin, hukuk devletinin temeli olan Anayasa’nın yanındadır.
Sendikamız Anayasa’ya aykırı olarak Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri hakkında gerekli işlemleri yapmak üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı için de Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu’nu göreve davet eder. Saygılarımızla.
09.11.2023
Belediye-İş Sendikası