Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve dalga dalga tüm dünyaya yayılan Covid 19 koronavirüs, resmi makamların açıklamalarına göre ilk kez 11 Mart’ta Türkiye’de görülmüştür; virüsün etkisi halen tüm dünyada artarak devam etmektedir.
Öncelikle Covid 19 virüsünün neden olduğu salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavi görenlere de acil şifalar dileriz.
Virüs, yapısı itibariyle insandan insana bulaştığı için hijyen, sosyal mesafe çok önemli hale gelmiş, kalabalık ortamlar virüsün en kolay bulaştığı yerler olmuştur. Virüsün ülkemizde görülmesiyle birlikte hem kamuda hem özel sektörde hem de belediyelerde pek çok önlem alınmıştır. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmasının yasaklanması, okulların tatil edilmesi, belediyeler tarafından 12 yaş altı çocuğu olan ve kronik hastalığı olanlar ile hamile ve engellilere izin verilmesi gibi tedbirler alınması memnuniyetle karşılanmıştır.
Salgın sırasında görev yapmak durumunda olan ve bu nedenle en büyük risk grubunda yer alan başta sağlık çalışanları olmak üzere belediye çalışanlarına yönelik hükümetin ek önlemler alması gerekmektedir. Bu meslekleri icra edenlere yeterli, kaliteli koruyucular ve hijyenik malzeme sağlanmalı, moralleri yüksek tutulmalıdır. Risk grubunda olan belediye çalışanları ve sağlık çalışanları periyodik olarak Covid 19 testinden geçirilmelidir.
Öte yandan, başta özel sektör olmak üzere emekçiler büyük çoğunlukla, herhangi bir kısıtlama olmadan çalışmaya/çalıştırılmaya devam etmektedirler. Hükümet tarafından açıklanan ekonomik tedbirler içinde ne yazık ki, emekçileri ilgilendiren, onları bu salgın sırasında ve sonrasında koruyan, iş güvencesi olacak herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Dünyadaki örneklerine baktığımızda birçok ülkenin, işçilerin çalışamadıkları dönemdeki ücretlerinin yüzde 80-90’larını kadar karşılama garantisi verdiğini, faturalarını ve kiralarını ödemeyi taahhüt ettiğini görüyoruz. Buna karşılık ülkemizde; yetkililer tarafından “herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” denilmektedir. Bilinmelidir ki, emekçilerin kendi OHAL’lerini ilan etmeleri gibi bir hakları da lüksleri de yoktur. Ülkeyi yönetenler emekçiler için gerekli tedbirleri almalı ve insanları “can derdi ile geçim derdi” arasında seçim yapmak durumunda bırakmamalıdır. Salgına yönelik tedbirler kapsamında işlerine gidemeyen, restoran, AVM, kafe, kuaför, giyim mağazaları, marketler ve diğer hizmet sektöründe çalışan emekçilerin durumları bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
Ulusal düzeyi aşarak küresel bir hale gelen ve dünyada istisnasız bütün ülkeleri etkileyen Covid 19 salgını bahane edilerek işten atmaların önüne geçilmeli ve işverenlerin salgını fırsat bilmesine engel olunmalıdır.
Bu zor günleri hep beraber atlatmaya çalışırken, salgının faturası işçiye, emekçiye çıkarılmamalıdır.
Belediye-İş Sendikası