Çorlu Belediyesi’nde 7.11.2018‘den beri devam eden toplu sözleşme sürecimiz belediye yönetiminin ücret teklifimizi görmezden gelip karşı teklif dahi vermeyen uzlaşmaz tutumu nedeniyle dün itibariyle (14.03.2019) grev kararının ilan edilmesiyle yeni bir sürece girmiştir.
Grev kararının asılmasının ardından Çorlu Belediye yönetimi bir açıklama yaparak 696 sayılı KHK ile kadroya geçen 623 işçiye %4 ücret artışı verilirken toplu sözleşme kapsamında verilecek olan artışın “çalışma barışını bozacağı endişesi” taşıdığını ifade etmiştir. Bu açıklama her yönden izaha muhtaçtır.
2019 yılı asgari ücret artışı %26,06, Şubat 2019’da DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 2.029 TL, YOKSULLUK SINIRI 6.609 TL, TÜİK’in açıkladığı Aralık 2018 enflasyonu %20,30, gerçek enflasyon dediğimiz, çarşı pazar enflasyonu %30’un da üzerindeyken sendikamızın toplu sözleşme kapsamında üyelerimiz için istediği ücret artışı sadece TÜFE+ refah payıdır.
Çorlu Belediyesi CHP’li bir belediyedir. Nitekim Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ülkede yaşanan geçim derdini, hayat pahalılığını görerek, asgari ücretteki %26 artışı bile yetersiz bulmuştu.
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışını taşıyan belediyelerin önceliği insan, emek ve örgütlülüktür. CHP’li Çorlu Belediyesi yönetimi için de önceliğin emek olduğuna inanıyoruz.
Çorlu Belediye yönetiminin önceliğinin ücretlerin TABANDA değil, TAVANDA eşitlemesi anlayışı olduğuna inanmak istiyoruz. Bu nedenle toplu sözleşme ile yapılacak ücret artışının “çalışma barışını bozacağı” iddiası boş bir iddiadır. Anlamsız bir bahanedir.
Çünkü 696 Sayılı KHK kapsamında çalışan işçiler, yıllarca maddi ve manevi olarak sömürülmüşlerdir.
696 sayılı KHK kapsamında çalışan işçilerin, Uluslararası sözleşmelere, Anayasaya ve yasalara aykırı bir şekilde toplu sözleşme hakları ellerinden alınmıştır. İktidar bununla da yetinmeyerek taşeron şirket işçilerini 2020’nin son çeyreğine kadar sadece yüzde 4’lük sefalet ücretine mahkûm etmiştir.
Sendikamız 696 sayılı KHK kapsamında çalışanlara 2020 yılının son çeyreğine kadar iktidarca getirilen “toplu sözleşme” yasağının kaldırılmasıyla insanca bir ücret alabileceğini düşünerek bunun her düzeyde mücadelesini vermektedir.
Bu noktada Çorlu Belediye yönetimine düşen görev; 696 sayılı KHK kapsamında çalışan ve yıllarca maddi ve manevi olarak sömürülmüş işçileri bahane etmek yerine tüm işçilerin ücretlerini TABANDA DEĞİL, TAVANDA EŞİTLEMEK çabası olmalıdır. Emekten ve emekçiden yana olan belediyelere ve belediye başkanlarına yakışan da budur.
Saygılarımızla.
15.03.2019
Belediye-İş Sendikası