Son günlerde laik Türkiye Cumhuriyetine ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e saldırılar yoğunlaştı.
Önce Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçmişin yalanları ve çarpıtmalarıyla laikliğe, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli laik Cumhuriyete saldırdı. Ardından da Kara Harp Okulu 2024 yılı mezuniyet töreninde ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz‘ diyen teğmenler hakkında soruşturma açıldı.
Bu zihniyetin uzantılarının, Laik Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyete ve laikliğe karşı nefretlerini biliyoruz.
Onlar “keşke Yunan galip gelseydi” diyen fesli kadirin talebeleri. Bu zihniyetin temsilcileri, kimin dizinin dibinde oturursa otursun, hangi tarikatın müridi olurlarsa olsun; bu onlara saçmalama, abuk sabuk konuşma hakkı vermez.
Bu sözler ister iktidarın gündem değiştirme, ister toplumu ayrıştırma çabası, isterse de açlığı yoksulluğu işsizliği gizleme çabalarının bir ürünü olsun, cevapsız kalamaz.
Bu yalanları söyleyenler önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın haline baksın.
“İtibarlarından” tasarruf yapamayanlar, sıra okullarda temizlik personeli alımına gelince tasarrufa gidiyor.
Okullarımızda çocuklarımız, veliler temizlik yapıyor, belediyelerin okulları biz temizleyelim girişimleri, engelleniyor. Öğretmenlerimiz sefalet ücretleri ile çalıştırılıyor. Okul kantinleri denetlenmediği için, kantinlerde zehir saçan gıdalar çocuklarımıza yediriliyor. Uyuşturucu maddeler ilkokul önlerinde dahi satılır hale geliyor, suç çeteleri çocuklarımızı taciz ediyor.
Emekçi halkımızın çocukları hayat pahalılığından, işsizlikten, asgari ücretin sefalet ücretine düşmesinden kaynaklı üç öğün yemeğe dahi ulaşamazken, en azından okullarda bir öğün yemek verilsin talebi cevapsız kalıyor.
Peki bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin kendi bakanlığında bunca sorun varken ne yapıyor? Onun tek derdi, laik Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü karalamak, Anayasal laiklik ilkesini yıpratmak. Halkımızın Atatürk sevgisi karşısında Atatürk’e laf söyleyemeyen bu anlayış, yalanlarla, tarihsel gerçekleri çarpıtarak, Atatürk’ün Laiklik ilkesine saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesi olmazsa demokrasinin olmayacağını bildiği için Anayasal laiklik ilkesine saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesi olmazsa, çağdaş hukuk kuralları yerine şeriat kuralları ve şeriat mahkemeleri olacağını bildiği için laikliğe saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesi olmazsa, şeriatın hüküm sürdüğü bir toplumda kimse özgür iradesiyle siyasi tercihte bulunamayacağı için, vatandaşı tekrar kula çevirmek için laiklik ilkesine saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesine, kız çocuklarının okula gitmesini engellemek, kadını eve hapsetmek için saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesi olmazsa, akla, bilime dayalı eğitim olmayacağını düşünerek tarikatlara, cemaatlere yeni müritler kazandırmak için laiklik ilkesine saldırıyor.
Bu zihniyet, Anayasal Laiklik ilkesi olmazsa milletin olamayacağını bildiği için, ümmet ve ümmetçiliğin değirmenine su taşımak için laiklik ilkesine saldırıyor.
Laik Türkiye Cumhuriyeti, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ve düşüncelerini canı pahasına savunma yemini eden, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen teğmenlere işte bu yüzden soruşturma açıyorlar. Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna sahip çıkmak, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek suç oldu? O nedenle tarihsel gerçekler çarpıtılarak, Fesli Kadir’in zırvaları ısıtılıp ısıtılıp gündem yapılmak isteniyor. Bu nedenle Mustafa Kemal’e ve onun ilkelerine sahip çıkan genç teğmenlere soruşturma açılıyor.
Ancak 15 Temmuz öncesi ne istedilerse verdik dedikleri FETÖ’cü darbecilerin tarikat liderlerinden aldıkları emirlerle, milletin üzerine tank sürdüğünü, direnen halkı, askeri polisi kurşunladığını unutuyorlar.
15 Temmuz’da darbeye karşı direnen başta, asker, polis tüm Atatürkçülerin Laik Cumhuriyeti savunduklarını unutuyorlar.
Laik Cumhuriyete şaşı bakan bu anlayış, 15 Temmuz öncesi yaptığı yanlışı bir kez daha tekrarlayarak, askeri üniformasıyla mesai saati içinde tarikat toplantısına katılan amirale hoşgörü gösterirken, genç teğmenlere soruşma açarak gözdağı vermek istiyor. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç alamazsınız.
Laik Türkiye Cumhuriyetine de teğmenlerimize sahip çıkıyoruz. Sonuna kadar sahip çıkacağız.
Emekçi halkımız tarikat, cemaat temsilcilerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, laik Cumhuriyete yapılan saldırılara, ülkemizin Afganistan zihniyetine dönüştürülmesine demokratik zeminde asla izin vermeyecektir.
Saygılarımızla.
Belediye-İş Sendikası