8 Mart Dünya Emekçi Kadınların Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü, tarihsel süreç içinde kadınların çalışma saatlerine, düşük ücrete, insan onuruna yakışmayan koşullara karşı seslerini yükselttiği, taleplerini haykırdığı, dayanışmayı ve mücadele kararlılığını ortaya koyduğu gündür.
Kadınlar dün olduğu gibi bugün de seslerini yükseltmeye devam ediyorlar. Sorunlar ve talepler dün olduğu gibi bugün de hayati, can yakıcı ve acil çözüm bekliyor.
Kadını ikinci sınıf gören, eve hapseden, eğitim hakkını elinden alan, kadına şiddet ve tacize sessiz kalan, bu olayların faillerini cezasız bırakan zihniyetler karşısında hep birlikte taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz.
Ulu Önder Atatürk’ün, Milli Mücadele’nin hemen ardından çağdaş, laik, demokratik cumhuriyetin temellerini atarken, önceliği medeni hayata, kadını ikinci sınıf gören karanlık zihniyetlerle mücadeleye, kadının toplumdaki yerini ortaya koyan devrimlere vermesini bugün daha iyi kavrıyoruz. Çünkü kadınların hak mücadelesi bir anlamda karanlık kafalara karşı aydınlığı, bilimi, demokrasiyi önceleme ve önemseme mücadelesidir.
Dünyada ve ülkemizde salgın hastalıklar, ekonomik kriz ve en son savaş tehdidi altında geçen son birkaç yıl gösterdi ki, kadınlar işyerlerindeki krizlerde ilk gözden çıkarılanlar olmuştur. Yine bu dönemde, kadınlara yönelik ücret eşitsizliği artarken, evde, işyerinde şiddet ve taciz tehdidi büyümüş, siyasette sesleri kısılmıştır.
İnsanlık için utanç kaynağı olan kadına şiddete dur demek için;
Kadınların ekmek mücadelesinde ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıkları her yerde haklı taleplerini dile getirmek için;
Laiklik, özgürlük, adalet, demokrasi, hukukun üstünlüğü dayanışma ve mücadele zamanı diyoruz!
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Dünya Emekçi Kadınların Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü!
Belediye-İş Sendikası