Ülkemiz bir kez daha taşların bağlandığı, itlerin salındığı bir dönemden geçiyor. Birileri yine Atatürk’e dil uzatarak ince ince bir yol örmeye çalışıyor.
Son günlerle bazı soysuzlar, laik Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e ve İstiklal Savaşı komutanlarına hakaretler yağdırıyor. Bu da yetmezmiş gibi, Anayasal laiklik ilkesini savunanlar hakkında anında soruşturmalar açılıp gözaltılar yapılıyor.
Ancak, ülkemizin şerefini kurtaran Atatürk ve silah arkadaşlarının manevi şahsiyetine alenen hakaret edenler hakkında gerekli yasal işlemler yapılmıyor. Bu mahluklar adeta korunuyor.
Neden Cumhuriyet savcıları harekete geçmiyor?
Neden hakaretler küfürler, “meczup”, “münferit” sözleri ile geçiştirilmek isteniyor?
Amaç soruşturma açmayarak bu hakaretlere, bu söylemlere toplumu alıştırmak.
Ancak unutuyorlar ki ne laik Türkiye Cumhuriyeti ne Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk sahipsiz değil.
“Taliban ile kardeşiz, aramızda fikir birliği bulunuyor”, diyenler, “Keşke Yunan Galip Gelseydi” diyenleri yüceltenler, Afganistan’a gidip, onun bunun dizinin dibinde oturanlar, ülkesini satanlar, İngiliz zırhlısıyla kaçanları savunanlar, laik Türkiye Cumhuriyetini kuran Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını ağızlarına alamazlar.
Bizler demokratik ve siyasi haklarımızı, saraylıların bahşetmesiyle değil, Laik Türkiye Cumhuriyeti sayesinde elde ettik.
Sonuna kadar da laik Türkiye Cumhuriyetini savunmaya devam edeceğiz.
Bu ülkenin kurucusu Atatürk’e hakaret eden soysuzların ortak özlemi, Taliban’ın şeriat rejimi olabilir. Ama bu ülke, Atatürk sevgisiyle dolan bu halk, ne yaparlarsa yapsınlar asla buna müsaade etmeyecek, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni, bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü savunmaya devam edecektir.