Başkanlar Kurulumuz, 18 Nisan 2024’te Ankara’da toplanarak, çalışma hayatının ve emekçi halkımızın gündeminde olan gelişmeleri, örgütlenme çalışmalarımızı değerlendirerek aşağıdaki hususların basına, kamuoyuna ve örgütümüze duyurulmasına karar vermiştir.
1-31 Mart Yerel Seçimleri, ülkemiz siyasi tarihini doğrudan etkileyebilecek çok önemli bir dönüm noktası olmuştur. Halkımız, ülkemizin dört bir yanında özgür iradesini ve demokrasi anlayışını sandığa yansıtarak büyükşehir, il, ilçe belediye başkanlarının yanı sıra il genel meclisi üyelerini ve muhtarları seçmiştir.
Yerel seçimler, ülkemizde pek çok belediyede değişikliklere neden olmuştur. Bu değişiklikler, halkımızın çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne duyduğu inancı ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlılığını ortaya koymuş; değişimin bu yönde kararlılıkla olmasının altını çizmiştir. Halkımız, rantçı belediyeciliğe karşı sosyal politikalara önem veren halkçı belediyeciliği ve kamucu siyaseti tercih ettiğini ortaya koymuştur.
Başkanlar Kurulumuz, işine geldiği zaman millet iradesini öne çıkartıp, gelmediği zaman millet iradesini tanımayan, adamına göre adalet uygulayanlara, çoğulcu demokrasilerin temel kuralı olan, “seçimle başa gelenlerin demokratik seçimle gitmesi” ilkesini bir kez daha hatırlatır.
Başkanlar Kurulumuz, seçilen belediye başkanlarının, emeğin hakkını veren, alın teriyle çalışan emekçinin ekmeğiyle oynamayan, çalışanların sendikal tercihlerine saygı gösterip yandaş sendikacılık anlayışını reddeden, eğitimli ve örgütlü toplumu savunan, hukuka saygılı, katılımcılığa ve paylaşıma açık, şeffaf, vatandaşların çıkarlarını ön planda tutan bir anlayışta olması gerektiğine inanmaktadır.
Sendikamız, parti ayrımı yapmadan, üyelerinin anayasal ve yasal haklarına saygı gösteren, özgürce sendika seçme hakkını, örgütlenme hakkını kullanmasına müdahale etmeyen belediye başkanlarıyla üyelerinin menfaatleri doğrultusunda iletişim içinde olur.
Sendikamız Başkanlar Kurulu, hangi siyasi anlayışa sahip olursa olsun üyelerini haksız ve hukuksuzca işten atan, üyelikten istifaya, yandaş bir sendikaya üye olmaya zorlayan, örgütlenme ve toplu sözleşme hakkına müdahale eden yöneticilerin karşısında, üyesinin yanındadır.
2- Hükümet “Haftalık çalışma süresi 45 saatten 40 saate indiriliyor” aldatmacasıyla İş Kanunu’nda değişikliği gündeme getirmiştir.
Oysa İktidarın yapmak istediği; “güvenceli esnek çalışma” “Uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma” ve “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” uygulamalarını yasalaştırarak dışı tatlı, içi zehir uygulamalarla çalışma hayatında esnek, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmaktır. “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” ile yapılmak istenen de kıdem tazminatı hakkını tasfiye ederek emekçilerin kazanılmış haklarını iyice tırpanlamaktır.
Başkanlar Kurulumuz, emeğin kazanımlarını yok etmeyi amaçlayan esnek çalışma modelleri ile kıdem tazminatının işlevsiz hale getirilmesine yönelik tüm girişimlerin toplumsal barışı bozacağına inanmaktadır. Kurulumuz, kıdem tazminatının fona devredilmesi veya süresinin azaltılması gibi girişimlerde Türk-İş Genel Kurul kararları doğrultusunda sonuç alınıncaya kadar her yolu kullanma kararlılığındadır.
3- Geçtiğimiz dönemde yüksek enflasyon, emekçilerin reel ücretlerinin düşmesine ve alım güçlerinin azalmasına neden olmuştur. İşçi sınıfı büyümeden pay alamamış, sermaye kârlarına kâr katmıştır. Yüksek enflasyon, servet transferleriyle yaşanan hızlı yoksullaşma ve hayat pahalılığının asıl sebebi, iktidarın sermaye yanlısı emek karşıtı özelleştirmeci, neoliberal politikalarıdır. Bu politikalar önümüzdeki günlerde de hayat pahalılığı ve işsizlik olarak emekçi halkımızı yoksullaştırmaya devam edecektir.
Bu gerçekler her gün emekçinin canını yakarken, iktidar “enflasyonla mücadele” gerekçesiyle hazırladığı “kemer sıkma programı” aracılığıyla bir kez daha faturayı emekçilere, emeklilere kesmek istemektedir. Emekçiler açısından artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Ekonomide ve üretimde, emek maliyetleri ve ücretler üzerinden kesintilerle yol alınamaz.
Başkanlar Kurulumuz, enflasyonla mücadelenin, üretimden yana, ücret gelirlerini destekleyecek, alım gücünü yükseltecek ve gelir dağılımı adaletini sağlayacak kapsamlı bir programla mümkün olduğuna inanmaktadır. Kurulumuz, enflasyonla mücadelenin bir maliyeti olacaksa faturayı, geçtiğimiz yıllarda kazançlarını ve büyümeden aldıkları payı arttıranların ödemesi gerektiğine inanmaktadır.
4- Geçtiğimiz yıllarda Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan taşeron işçiler kadroya alınmasına rağmen, kamu hizmeti yapan belediye işçileri belediye kadrosuna alınmamıştır. Bu durum Anayasa’nın eşitlik ilkesine, hukuka ve vicdana açıkça aykırıdır.
Kurulumuz, belediyelerde halk sağlığı ve güvenliğini doğrudan ilgilendiren işlerde kamu hizmeti yapan belediye şirket işçilerinin kıdem hakları saklı kalmak şartıyla tüm sosyal hakları eşitlenerek belediye kadrosuna alınması için mücadelede kararlıdır.
5- Ülkemizde tüm ücretliler, gelir dilimi matrahları adil ölçüde belirlenmediği ve güncellenmediği için her yıl ciddi kayba uğramaktadır. Ekonomideki kriz koşullarından dolayı alım gücü iyice düşen emekçiler, bir de vergi sistemindeki adaletsizliklerin olumsuz sonuçları ile karşılaşmaktadır. Çalışanlar Ocak ayında aldıkları ücretleri yüksek vergi kesintileri nedeniyle Mayıs ayında alamamakta, kısa sürede vergide ikinci ve üçüncü dilime girerek daha fazla vergi ödemektedir. Ayrıca ÖTV ve KDV gibi zengine de fakire de aynı oranda uygulanan adaletsiz, dolaylı vergiler de emekçilerin vergi yükünü arttırmaktadır.
Başkanlar Kurulumuz, vergi sisteminin Anayasa’nın 73. maddesindeki maliye politikasının sosyal amacı olan, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı esasına göre yeniden düzenlenmesini talep etmektedir.
6- Başkanlar Kurulumuz, hukukun temel ilkelerinin ayaklar altına alındığı, emeğin kazanılmış haklarına yönelik saldırıların, işsizliğin, yoksulluğun arttığı, sendikal hak ihlallerinin, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmeye yönelik girişimlerin arttığı bir dönemde, işkolunda tek sendika, ülkede tek konfederasyon talebini bir kez daha vurgularken tüm sendika ve konfederasyonları önkoşul olmadan birleşmeyi gündemlerine almaya davet eder.
7- Laikliğin olmadığı bir ülkede demokrasi olmaz. Demokrasinin olmadığı bir ülkede ise, hukuk, hukukun olmadığı yerde de emeğin hakları olmaz. Başkanlar Kurulumuz; demokrasiyi yeniden inşa etmenin, bizlere ulus olma bilincini veren, bireyi yurttaş konumuna yükselten laik, demokratik Cumhuriyet’e sahip çıkmakla, mümkün olduğuna inanmaktadır.
8- Birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşmaktadır. İşçi ve emekçilerin sorunlarının arttığı böylesi bir dönemde 1 Mayıs daha anlam ve önem kazanmıştır. Başkanlar Kurulumuz, işçi ve emekçilerin talep ve özlemlerini dile getirdikleri birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs’ın içeriğine uygun kutlanabilmesi için tüm konfederasyonları ortak çalışmalar yapmaya davet eder.
Saygılarımızla. 19.04.2024
Belediye-İş Sendikası
Başkanlar Kurulu