Amasya Şube delege ve üyelerinin katılımıyla The Apple Palace Otel Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen Genel Kurulun Divan Başkanlığını Sendikamız Örgütlenme Genel Sekreteri İsmail Duman yaparken, Divan Başkan Yardımcılıklarını Sendikamız Genel Denetleme Kurulu Raportörü Gamze Ceylan ve Çorum Şube Başkanı Mehmet Şen, divan katip üyeliklerini ise Tokat Şube Başkanı Naci Güneş ile Samsun Şube Başkanı Taha Yasin Mutlu üstlendi.
Genel Kurula, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, CHP Amasya İl Başkanı İlker Küp, CHP Amasya Merkez İlçe Başkanı Arif Ferahoğlu, Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Mustafa Ölgün, Amasya Ziraat Odası Başkanı Mustafa Cebeci, CHP Amasya Belediye Meclis Grup Başkanı Rasim Seven, Amasya Belediye Başkan Yardımcıları Ali Bodur ve Mustafa Öztürk, CHP Amasya Gençlik Kolları Genel Başkanı Umut Bayram, CHP Amasya Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Önder, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Amasya Şube Başkanı Beyhan Sevindi, Amasya Türk Yerel Hizmet-Sen Temsilcisi Mustafa Kesler’in yanı sıra Sendikamız Trabzon Şube Başkanı Numan Öztürk, Rize Şube Başkanı Yaşar Kaspar, Ordu Şube Başkanı Kadir Altun, Giresun Şube Başkanı Halil Yeşiltepe katıldılar.
Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Nihat Yurdakul, yıllar sonra Amasya’da tekrar örgütlenip buluşmanın mutluluk ve heyecan verici bir gelişme olduğunu belirterek, “Geçmişte Amasya’da çok büyük işler başardık. Bizim için çok değerlidir. Hepiniz tekrar Belediye-İş ailesine hoş geldiniz. Amasya’da geçmişte de olduğu gibi, şartları sonuna kadar zorlayarak elimizden geleni yaptık, yapacağız. Huzurunuzda Sayın Başkan’a da emekten yana tavrından dolayı teşekkür ediyorum. Biz de emekçiler olarak bunun karşılığında da Amasya halkına en iyi hizmeti vererek çalışacağız” dedi.
Ülkemizin karanlık bir yere doğru gittiğini; işçinin, memurun, emeklinin, gençlerin kan ağladığını söyleyen Genel Başkanımız, “Eğer bu karanlık kuyuya düşersek, nesiller boyu çıkamayız. Eğer çocuklarımızın bizden daha mutlu, kardeşçe, barış içinde yaşamasını istiyorsak, işçi sınıfının birlikte hareket etmesi lazım. İşçi sınıfının partizanlığı bırakması lazım” diye konuştu.
Ülkemizi gelecek nesillere yaşanabilir bir ülke olarak devredeceksek bunu ancak iki kurumun başarabileceğiniz ifade eden Genel Başkanımız, “Ancak üniversiteler ve işçi sınıfı birlikte hareket ederse bu ülke demokratik olur, ancak o zaman hukuk devleti olur” dedi.
“Ben emekçiyim, siyasetçi değilim” diyen Genel Başkanımız, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Israrla savunduğum şey şu, işçiler partizanlık yapmamalı, siyaset yapmamalı. İşçiler politika yapmalı. Siyaset bir program dahilinde ülkeyi yönetmeye talip olmanın adı. Politika, belirlenen bir hedefe kırmadan dökmeden ulaşmanın adı. Bizim ülkeyi yönetecek bir programımız yok, talip de değiliz. Bizim hedefimiz, insan gibi çalışmak, insan gibi yaşamak, üretmek, hizmet etmek ve bunun karşılığını alabilmek, ailemizi namerde muhtaç ettirmemek. Biz bu hedefe ulaşmak istiyoruz. Biz bu hedefe ulaşmak için iyi politika yapacağız.
Biz işçi sınıfı olarak, ülkeyi temsil edecek, adaletli olacak, demokrat olacak siyasetçileri seçeceğiz, bunun politikasını yapacağız. Bunu yapabildik mi, yapamadık. Eğer yapabilseydik ülke huzur içinde olurdu. Çocuklarımızın geleceğini, hayallerini çaldırdık. Dünyada da ülkemizde de iki tür hırsız vardır. Biri çantamızı, eşyamızı çalan bir de siyasi hırsız. İkincisi geleceğimizi, hayallerimizi çalan. Bunların farkı şudur. Siyasi hırsızı biz seçeriz. Geleceğimizi çaldırmamak için iyi seçmemiz lazım.”
Hizmet ve sanayi sektöründe toplamda 17 milyon emekçinin bir araya gelmesiyle ülkede pekçok şeyin değişeceğine işaret eden Genel Başkanımız, “Peki biz bunu neden beceremiyoruz, çünkü işçi sınıfı kontrol altında. Oysa, önce ailemizi, çocuklarımızı, vatanımızı düşünmeliyiz. Kim bizim çocuklarımızı kendi çocukları gibi kıymetli görüyorsa onu desteklemeliyiz. Daha iyi, yaşanabilir bir ülke ancak çağdaş eğitimle, bilimle, teknolojiyle, üretimle, hukukla, adaletli paylaşımla olur. Bir kişi de çıksın söylesin ülkemizde bunlardan biri var mı? Yoksa, işçi sınıfı bunları oylarıyla destekleyerek çocuklarına ihanet ediyor. Maalesef sendikacıyım diye ortaya çıkanlar yüzünden bu hale gelindi. İşçi sınıfı gücünü emeğinden, alınterinden alır, başkasından talimat almaz” diye konuştu.
“Benim başında bulunduğum örgütümün tabii ki bir partisi var” diyen Genel Başkanımız, “Benim Genel Başkanı olduğum Belediye-İş Sendikası’nın partisinin adı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’dir. Değişmez liderimiz, önderimiz, ilkelerinden asla vazgeçmeyeceğiz Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi.
Genel Kurulda, konuşmaların ardından raporlar görüşülüp ibra edildi.
Genel Kurul gündemi uyarınca daha sonra seçimlere geçildi. Yapılan seçimlerin sonucu kurullara seçilenlere başarılar dileriz.