Sendikamızın yıllardır örgütlü olduğu Marmaris Belediyesi’nde üyelerimiz, sürgün tehditleriyle sendikamızdan istifa ettirilerek DİSK/Genel-İş’e üye olmaya zorlanmaktadır.
Belediye-İş, sendikaların işverenlerden, partilerden, siyasi yapılardan bağımsız, yandaş olmayan yapılar olması gerektiğine inanan bir sendikadır. Her yerel seçim sonrası, yandaş Hak-İş/Hizmet-İş‘in örgütlenme uzmanı gibi çalışan bazı AKP’li belediye başkanları baskı ve tehditle üyelerimizi sendikamızdan istifa ettirerek yandaş Hizmet-İş’e üye olmaya zorlamıştır.
31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrası ise bazı CHP’li belediye başkan ve yöneticileri partilerinin ilke ve kararlarını ayaklar altına alarak, kısa dönemli çıkarları için “bizim yandaş sendikamız” diyerek üyelerimizi sendikamızdan istifaya DİSK/Genel-İş’e üye olmaya zorlamıştır. Yandaş sendika sevdasının son örneği, CHP’li Marmaris Belediyesi’nde yaşanmaktadır.
Sendikamız üyeleri, bazı amirlerin, müdürlerin baskısıyla sendikamızdan istifa ettirilip, Batı’da ayrı Doğu’da ayrı konuşan, yalanlarını kameraların önünde yaptığı şovlarla gizlemeye çalışan, ikiyüzlü DİSK/Genel-İş’e üye olmaya zorlanıyor. Sendikamız yetkililerinin tüm uyarılarına karşın, üyelerimize yönelik baskılar, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay’ın yönlendirmesi ve Başkan Yardımcısı İhsan Öztürk koordinasyonu ile gerçekleştirilmektedir.
Belediyenin eli telsizli yetkilileri adeta DİSK/Genel-İş’in maaşlı örgütlenme elemanı gibi çalışıp, tetikçilik yaparak üyelerimizi, sürgün ve işten atma tehditleriyle DİSK/Genel-İş’e üye olmaya zorluyor.
İşçinin sendikal tercihini baskı ve tehditle belirlemek sizin ne haddinize.
Bu mu sizin demokratlığınız? Bu mu sizin sendikacılık anlayışınız? Yandaş sevdalısı bazı AKP’li belediye başkanlarından, Hak-İş/Hizmet-İş’ten ne farkınız var? Böyle bir anlayışla mı belediyeyi yöneteceksiniz?
Marmaris halkı sizi işçilerin ‘Anayasal sendika seçme özgürlüğüne müdahale edin’ diye seçmedi. Marmaris halkı, hizmet edin, demokrasiye özgürlüklere, hakka hukuka saygılı olun diye seçti. Siz ise elinize geçen ilk fırsatta hakka, hukuka adalete, demokrasiye, özgürlüklere ve evrensel sendikal değerlere ihanet ediyorsunuz.
Biz işçinin Anayasal özgürce sendika seçme hakkını engelleyenlerin zihniyetini çok iyi biliyoruz. Onların, dini imanı, ilkesi çıkar ve menfaat. Onlar, bukalemun gibiler, her renge girerler. Lafa gelince; haktan hukuktan, adaletten ve demokrasiden bahseder mangalda kül bırakmazlar. İcraata gelince, menfaatleri için her şeyi yaparlar.
Üyelerimizi tehdit edenlere sesleniyoruz: “İşçinin sendikasına karışmıyoruz, benim haberim yok, emir kuluyum” ikiyüzlülüğünü bir kenara bırakın. Kendinizi dünya akıllısı, âlemi aptal sanmayın.
Sendikal baskı, Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesine göre, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak bir suçtur. Bu kanunsuz emirleri verenler de, uygulayan maşalar da Türk Ceza Kanunu’na göre suç işliyor. Bu suçu işleyenler, yarın mahkeme kapılarında yargılanırken, tek başlarına kalacaklarını bilsinler.
Sendikacılık baskıyla tehditle ve zorbalıkla yapılamaz. İşçinin iradesini yok sayarak, işçiye dayanmadan, işverenin onayı ve desteğiyle, yapılan şey sendikacılık değildir.
Belediye-İş “şu” veya “o partinin”,“yan kuruluşu”,“arka bahçesi”, “yandaşı” değil, işçinin, emekçinin, sesidir soluğudur, yoldaşıdır.
Kimi zaman siyasi partiler içindeki bazı partizanlar, günlük menfaatlerini düşünen bazı işverenler Belediye-İş’e bedel ödetmek istiyor olabilir, Belediye-İş, ilkeleri uğruna her zaman bedel ödemeye hazırdır. Er ya da geç su yatağını bulacaktır.
Saygılarımızla.
26.01.2021
Belediye-İş Sendikası
