İşçi Sınıfı seçimlerde ne yapmalı?" tartışmasına, yarın CHP 2015 Seçim Bildirgesi ile devam edeceğiz. Bugün konumuz 1 Mayıs.

Seçimlere 38 gün kala yapılırsa 1 Mayıs, gündemi ne olur sizce? Seçimler elbette, değil mi? 38 gün sonra sandığa gidecek olan işçiler, oylarıyla geçmişin hesabını sorma ve geleceklerini kurma fırsatını yakalamış olacaklar.

O halde bu 1 Mayıs'ın konusu, "Neleri hangi sebeple kaybettik. Nasıl bir iktidar istiyoruz?" olmalıydı. Şunun şurasında 38 gün var. Yumurta kapıda. Hadi geçen süre ihmal edildi. Bari kalan zamanı değerlendirelim.

İşçiler esnek çalışmaya, taşeron cehennemlerine, iş cinayetlerine, özelleştirmelere, köle ticaretine mi oy verecekler? "Hayır, vermesinler" diyorsanız, meydanlarda tartışma zamanı bugündür. Güçler bunun için toplanmayacaksa, birleşilmeyecekse, bunlar konuşulmayacaksa, 2015 1 Mayıs'ının anlamı nedir?

AKP'nin 13 yılını hatırlatmak, seçim sonrasında yapmak istedikleri için işçileri uyarmak gerekmez mi? İşçi sınıfının çıkarlarını savunacak bir program oluşturmak ve partilere bu gözle bakılmasını sağlamak gerekmez mi?

Hayır, bu niyetler yok 1 Mayıs çağrılarında.

Sadece sızlanma...

Hem sızlanıyorlar, hem sızlandıkları sorunun kaynağını göstermiyorlar. "Ey işçi arkadaş, yeter artık! Seni köleleştiren, fabrikalarını, madenlerini satan, cinayetlere kurban eden bu iktidarı artık sandığa gömelim" çağrısını yapmıyorlar.

Paramparçalar...
Birleşmek, zulme sömürüye, köleleştirmeye son vermek için seçim öncesinde toplu bir karşı çıkış yapmak ve işçi sınıfına yol göstermek için çaba göstermiyorlar. Darmadağınıklar, hedefsizler. İşçi sınıfı belirsizliklere terk edilmiş. Adeta 1 Mayısçılık oynanıyor.

AMAÇSIZ TAKSİM...

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin tek derdi, "Taksimcilik". "Umut 1 Mayıs'ta, Umut Taksim'de" diyorlar. Nasıl bir umut? Cevap yok! Seçimler umurlarında değil, seçimlerde yol göstermek gibi bir sorumlulukları olduğunu düşünmüyorlar bile.

Birleşik Kamu-İş'te peşlerine yakılmış gidiyor, hedefsiz...

Türk-İş Zonguldak'a çağırıyor, "taşeron cinayetlerine karşıyız" diye. Cinayetlerin sorumlusu İktidara karşı işçilere çağnları ise, yok.

T. Kamu-Sen ise başka bir yere, Adana'ya gidiyor.

İSLAMİ 1 MAYIS!

Hak-İş ve Memur-Sen Konya'ya gidiyor. Onların derdi ise işçi sınıfını tuzaklara çekmek. Diyanet İşleri Başkanı'nı mitinge davet ettiler. "İslami 1 Mayıs" diye bir ucube icat etmek peşindeler. 2012 yılında Diyanete verdikleri dosyayı hatırlarıyor, "çalışma hayatının sorunlarına İslami bakış açısından çözüme bulunması için" Diyanet'in sahaya inmesini istiyorlar. Vay vay vayyyyy.... Sendikacılara bakar mısınız?

AKP'YE CAN SİMİDİ

Yol-İş, Mayıs'ta Karayolları taşeron işçilerini Ankara Arena salonunda topluyor. Başbakan Davutoğlu şov yapacak. Davutoğlu, Karayolu taşeron işçilerine kadro verecekmiş. Muhtemelen yandaş televizyonlar canlı yayınlayacak, yandaş gazeteler 8 sütuna manşet yazacaklar "AKP'den taşeron işçilerine hediye" diye.

Oysa "hediye" denilen, mahkemenin kesinleşmiş emri. İşçiler, mahkeme kararı ile bu hakkı tam 47 ay önce kazandılar. Yani, tam 47 aydır gasp edilen bir hak var ortada. Daha da ötesi...

8 bin Karayolu işçisi, geçişe dönük hak kazanmaktan ötürü 80 ile 100 bin lira para almayı da hak etmişlerdi. Hükümetin 47 aydır gaspı ile paraları pul oldu. Anlayacağınız, 47 aylık gaspı, lütuf diye sunacaklar. 13 yıldır işçilerin haklarını gasp eden, işçilere yeni tuzaklar hazırlayan AKP, seçim öncesinde "işçi dostu" olarak gösterecek kendini.

29.4.2015