ffa41
İşçi Sınıfı Tarihinden: Ne 15-16 Haziran Mücadelesini, Ne de Emekçileri Köleleştirmek İsteyenleri, Unutmadık Unutmayacağız…

 Her ülkenin tarihinde dönüm noktası oluşturan önemli günler, toplumsal dönüşümü gösteren gün veya günler vardır. Bu anlamda 15-16 Haziran 1970 Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli günlerinden biridir. Türkiye İşçi Sınıfı 15-16 Haziran 1970’de tarihinin en görkemli direnişini gerçekleştirdi. Türkiye işçi sınıfı bu iki günde ülkeyi sarstı, tarihi sarstı ve geleceğe umut verdi.

Olayların çıkış nedeni 274 Sayılı Sendikalar Yasası ve 275 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasalarında hükümetin yapmak istedikleri değişikliklerdi.

Tasarı, işçilerin istedikleri sendikalara serbestçe üye olmalarını ve beğenmedikleri sendikalardan ayrılma haklarını güçleştiren, toplu sözleşme ve grev haklarını büyük ölçüde kısıtlayan hükümler içermekteydi. Sendikaların ülke çapında faaliyet gösterebilmesi için işkolunda sigortalı çalışan işçilerin en az üçte birini örgütlemesi barajı getiriliyordu. Ayrıca konfederasyonların faaliyet gösterebilmesi için ülke çapında sendikalı işçi sayısının üçte biri üyeye sahip olması barajı konmuştu. Bu tasarı sendikal hak ve özgürlüklere yapılan bir saldırıydı.

Fabrikalarda gelişen mücadelenin bastırılmasına yönelik bu yasal değişiklikler sadece işçilerin değil tüm emekçilerin ekonomik, demokratik mücadelelerini durdurmak, ekonomik krizin yükünü çalışanlara ve tüm yoksul halka yüklemeyi hedefleyen politikaların sonucuydu.

İstanbul ve Kocaeli’nde 100 binin üzerinde işçi, yasal haklarını savunmak, sendikal örgütlülüklerini korumak için yollara çıktı. Konfederasyonları ne olursa olsun  emekçilerin gerçekleştirdikleri bu eylemler işçi sınıfının gücünün de ispatladı.

Bu nedenle 15-16 Haziran 1970 tarihi, Türkiye sendikal hareketinde çok önemli bir dönüm noktası, Türkiye İşçi Sınıfının sendikalaşma hakkını korumak için harekete geçtiği gündür.

15-16 Haziran, işçilerin inandıkları dava uğruna güçlerini birleştirerek mücadele edildiğinde kazanımlar elde ettiğini gösteren derstir.

15-16 Hazirandan alınacak dersler var…

Bugün Hükümet, Ulusal İstihdam Stratejisi belgesi ile kıdem Tazminatı Fonunun kurulmasını, özel istihdam bürolarına kiralık işçi kullanma yetkisinin verilmesini, bölgesel asgari ücretin uygulanmasını ve kısa süreli çalışma başta olmak üzere esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırmak istiyor. Böylece esnek, güvencesiz, taşeronlaşmayı daha da yaygınlaştığı, düşük ücretin ve kayıt dışılığın hâkim olduğu bir çalışma yaşamı yaratmak istiyor.  Tüm bunlar yetmezmiş gibi, yeri geldiğinde 18 aydır yasaların arkasından dolanarak toplu sözleşmesiz bıraktıkları THY emekçilerinin grev haklarına göz dikiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde havacılık sektöründe grev yasağı yokken, Başbakanın onayı ve desteği ile 10’a yakın AKP Milletvekilinin 12 Eylül’ün darbeci generallerinin bile yapmayı akıl edemediği “havacılık hizmetlerinin grev yasağı kapsamına alınması” için TBMM’ye önerge verip yasalaştırabiliyor. Kendilerine bunun dünyada bir ilk olduğu hatırlatıldığında ise “bizde, bu alanda dünyada bir ilki gerçekleştiririz” ölçüsüzlüğü ile cevap verebiliyorlar.

Biz emekçiler tarihimizi çok iyi biliyoruz. Yasal haklarını korumak için 15-16 Haziran’da hayatlarını feda eden Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram, Mehmet Gıdak’ı bu uğurda mücadele eden emekçileri unutmadık, unutmayacağız...

Biz, bugün elinde güç olduğu için; 12 Eylül’ün darbeci generallerinin bile yapamadıklarını yapanları, emekçilere kölelik koşullarında çalışma yaşamı sunanları, adalete hakkaniyete emeğe ve emekçiye değer vermeyenleri de unutmayacağız.

           

 Belediye-İş Sendikası

 

 

GÜNDEM