ffa41
Belediye-İş Sendikası Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi-Kadroya alınmayan emekçiler Ugandalı mıdır?

Belediye-İş Sendikası Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi

Kadroya alınmayan emekçiler Ugandalı mıdır?

28 Aralık 2017’de Ankara’da tek gündem altında toplanan Başkanlar Kurulumuz, aşağıdaki hususların basına, kamuoyuna ve örgütümüze duyurulmasına karar vermiştir.

“Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemelerin Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” 24 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 696 Sayılı KHK'da taşeron işçileri de kapsayan bir düzenleme yapılmıştır.

Milyonlarca işçiyi ve ailesini yakından ilgilendiren bu düzenleme KHK ile yapılarak Meclis devre dışı bırakılmış, işçilerin temsilcileri olan sendika ve konfederasyonların görüşleri dikkate alınmamıştır.

Kadroya girenler açısından ilk başta olumlu karşılanan düzenleme, getirilen kısıtlama ve şartlarla şaşkınlığa, kadroya alınmayan, başta belediyeler ve il özel idareleri olmak üzere; KİT’lerde, özel bütçeli idarelerde ve yıllardır kadro umuduyla bekleyen 5 ay 29 gün çalışan emekçiler arasında da tam bir hayal kırıklığına yol açmıştır.

KHK ile yapılan düzenlemelerle alt işveren işçileri arasında ayrım yapılmıştır.

Asıl işverenin yanında yıllardır taşeron olarak çalıştırılmasına rağmen kadroya alınmayan emekçiler, bu ülkenin insanı değil midir? Kadroya alınmayan emekçiler Ugandalı mıdır?

450 bini aşkın belediye ve İl özel İdare işçisi, 53 bin KİT işçisi, 5620 sayılı kanuna göre 5 ay 29 gün çalışan 23 bini aşkın emekçi, üvey evlat mıdır? Bu ülkenin vatandaşı değil midir?

Yıllardır işlerini başarılı bir şekilde yapan işçilere, sınav şartı getirmek akla mantığa sığar mı?

Emeklilik, Malullük ve yaşlılık aylığı hak kazanma durumunda zorunlu emeklilik getirmek Anayasanın “Çalışma hakkı” ilkesine aykırı değil midir?

Belediyelerde ve il özel idarelerinde çalışan taşeron işçileri, özel şirketten, kamu şirketine, feragatlerle, sulh sözleşmeleri ve şartlarla son aldıkları ücret ve sosyal haklarla aktarmak, hatta bununla da yetinmeyip, şirket işçilerinin kadrolu belediye işçileriyle aynı haklara sahip olmasını engellemek için, Yüksek Hakem Kurulu sözleşmeleriyle kısıtlamak hak mıdır?

İktidarın adını kullanarak, emekçileri işiyle, ekmeğiyle tehdit ederek üye kaydeden yandaşların önünü açıp,  işçilerin anayasal sendika seçme hakkını baskı altına alınmasına seyirci kalmak, adalet midir?

KHK ile kamuda, İl özel idarelerinde, belediyelerde ve belediye şirketlerinde çalıştırılan işçilerin, toplu iş sözleşme ve çerçeve anlaşma protokolü imzala yetkisinin konfederasyonlara verilmesi, bunun sendikalar için bağlayıcı olduğu hükmü, serbest toplu pazarlık hakkına, demokrasiye darbe değil midir?

Sonuç olarak, belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan 450 bin, KİT’lerde çalışan 53 bin ve 5 ay 29 gün çalışan 23 bin olmak üzere 500 bini aşkın taşeron işçisi kadroya alınmamıştır.

Kadroya alınanlar ise, aynı işyerinde, aynı işi yaptıkları arkadaşlarından düşük ücretle, taşeronda aldıkları ücretlerle, geçmişe dönük haklarından feragat ederek kadroya alınacaklardır. Sosyal haklarını ve ücretlerini düzeltme hakları ise KHK hükümleri ve Yüksek Hakem Kurulunun tek taraflı sözleşmeleriyle sınırlandırılmıştır.

Başkanlar Kurulumuz, tüm emekçiler kadrolu güvenceli bir yaşama kavuşuncaya, mağduriyetler giderilince ve taşeronlaşma tamamen ortadan kalkıncaya kadar mücadelesini sürdürmekte kararlıdır.

Üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.      

28.12.2017                                         

Belediye-İş Sendikası

 

GÜNDEM