ffa41
Basından - Aydınlık Gazetesi - İşçi eylemleri temel hakkın kullanılmasıdır

Termik Santrallerin özelleştirilmesine karşı 30 Nisan 2014 tarihinde Maliye Bakanlığı önündeki zincirleme eylemi ve basın açıklaması yapan enerji ve maden işçileri polisin müdahalesine maruz kalmış, ardından da gözaltına alınmışlardı.
İşçiler hakkında yapılan suç duyurusuna Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı öyle bir kararla yanıt verdi ki, bundan sonra yapılacak sadece işçi eylemleri değil, tüm hükümet protestolarında da emsal oluşturacak.
İşçiler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı eylemi suç işlemek değil, kamuoyuna seslerini duyurmak olarak değerlendirdi; Anayasa ve uluslararası anlaşmalara dayandırarak, kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.

MADDE MADDE EYLEM HAKKI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2627 sayılı kararında özetle şu gerekçeler belirtildi: "Kanunun hukuksal incelemesinde Türkiye Cumhuriyet Anayasası; Madde 34; "Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."
Madde 26; "Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir."
Madde 20; "Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin Madde 10, 11, 21 ve değişik diğer kararlarında kamuya ait açık bir yerin şiddet içermediği hallerde işgal edilmesi ve toplanmanın mutlaka dağıtılmasını gerektirmez."
Devletler barışçıl toplanma hakkını sadece korumakla değil, ayrıca bu halkın kullanılmasına makul olmayan kısıtlamalar getirmekten kaçınmakla da yükümlüdür.
Olayın sendikalar organizesinde, işçi hakları kapsamında hükümetçe yapılan bir düzenlemenin eleştirisi mahiyetinde olduğu ve bunun temel bir hak olduğunu belirterek şüpheliler hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verilmiştir."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının kararını değerlendiren Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, kararın özelleştirmeye karşı mücadeleyi doğrular ve destekler nitelikte olduğunu belirterek, "Asil suç işleyenler, 76 milyon'un hakkım üç beş sermaye gurubuna peşkeş çekenlerdir. Ve tarih karşısında er geç bir gün hesap vereceklerdir" dedi. Girgin yıllardır özelleştirmeye karşı verdikleri mücadelenin bazı kesimler tarafından "Bu kurumlar devlete ait, ister satar, ister satmaz. Niye engel olmak için çabalıyorsunuz" şeklinde değerlendirildiğini ifade etti.

'SATILMAK İSTENEN MİLLETİN MALIDIR'
"Oysa biz baştan beri şunu söylüyoruz: Bu kurumlar devletin değil devlete zimmetlenmiş milletin mallarıdır" diyen Girgin açıklamasına şöyle devam etti: "Topyekûn bütün herkesin bu kurumlar üzerinde hakkı vardır. Geçici bir süre için seçilmiş olan hükümetler değildir bu kurumların sahipleri ve satma inisiyatifine de onlar sahip değildir. İşçiden bol ne var Türkiye'de? '301 kişi ölür, 301 kişi onların yerine geçer, nasıl olsa bu paraya 700 metre derinlikte çalışmaya razı nice işsizler var' mantığına karşı durmaktır bizim mücadelemiz. Bu ülkenin milli varlıkları, servetleri çarçur edilip heba olup gitmesin, yarınlarımıza, çocuklarımıza miras kalsın diyedir mücadelemiz."

21.07.2014

 

GÜNDEM