ffa41
Basından- SOL Gazetesi -Adrese Teslim Kalkınma Planı

10. Kalkınma Planı'nın görüşmeleri bugün tamamlanıyor. Ülkeyi değil, patronları kalkındırmayı amaçlayan Plan, iktidarın, çalışma koşullarını işçiler için cehenneme çevirmeye niyetli olduğunu bir kez daha gösteriyor.


10. Kalkınma Planı'nın Meclis Plan ve Bütçe       Plan'ın çalışma yaşamına yönelik hedefleri, iktidarın Komisyonu'ndaki görüşmeleri bugün tamamlanıyor.    Önümüzdeki yıllarda işçiler için hayatı cehenneme Plan, ülkeyi olmasa da, patronları kalkındıracağa benziyor, çevirmeye niyetli olduğunu bir kez daha gösteriyor.


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda hafta başında başlayan 10. Kalkınma Planı görüşmelerinin, bugün "öncelikli dönüşüm programları" başlığını taşıyan üçüncü bölümün tartışılması ve önergelerin oylanmasıyla birlikte sona ermesi bekleniyor. 18 Haziran günü Komisyon'da sunumu yapılan Plan'ın medyada en fazla öne çıkarılan başlıklarından biri, çalışma yaşamına yönelik olarak önerilen değişiklikler oldu. Uzun yıllardır kaldırılması gündemde olan kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı Plan'da, hükümetin Ulusal istihdam Stratejisi'yle önümüze koyduğu mücadele başlıklarının neredeyse tamamı yer alıyor.

Hedef Düşük Maliyetli İşgücü

 istihdam ve Çalışma Hayatında Gelişmeler ve Hedefler Programı çerçevesinde 2014-2018 yıllarını kapsayan dönem için en tartışmalı başlıklarda dönüşümü hedefleyen Plan'da, sendikaların en yoğun tepki gösterdiği düzenleme, kıdem tazminatının tasfiyesi ve kiralık işçilik düzenlemesi oldu. istihdama ilişkin hedefler arasında bunlara ek olarak, "kadın ve genç istihdamını artırmak için" patronlara ilave teşvikler verilmesi, kadınların işgücüne katılımının artırılması amacıyla "iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma" politikalarının hayata geçirilmesi, kayıt dışı istihdamla etkin mücadele, "iş sağlığı ve güvenliği"nin etkinleştirilmesi gibi başlıklar yer alıyor. istihdama ilişkin dönüşüm ve "iyileştirme" başlıklarının bütününün, patronlar için daha düşük maliyetli bir işgücü piyasası yaratmaya yönelik olduğunun görüldüğü Plan'da yer alan "kadınların işgücüne katılımının artırılması için iş ve aile yaşamının uyumlulaştırılması düzenlemesi" ise, AKP iktidarının sözde dahi olsa, eşitlik diye bk amacı önüne koymadığının göstergesi olarak yorumlanıyor.


Kendi çıkardığı ve yetersizliği sendika ve demokratik kitle örgütlerince defalarca dile getirilen 6331 sayılı iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun dahi patronları rahatsız eden hükümlerini, yürürlüğe girmesinden çok kısa süre sonra erteleyen iktidarın, Kalkınma Planı'na koyduğu iş sağlığı ve güvenliği hedefleri, birer "hedef olarak kalmaya mahkum görünüyor. Kiralık işçilik kölelik düzenlemesidir 10. Kalkınma Planı, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi uygulamalarının yaygınlaştırılmasını hedefliyor. Mevcut düzenlemeler, bir patronun kendi işçisini başka bir işyerine belirli bir süre ile kiralamasının yanı sıra, özel istihdam bürolarının da iş ve işçi arayanlara aracılık yapabilmesini içeriyor.


Oysa hükümetin 2008 yılından bu yana geçirmeye çalıştığı düzenleme, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisinin verilmesini içeriyor. Bunu düzenlemenin yasalaşması durumunda ise çalışma yaşamının doğrudan bir çağdaş köle pazarına dönüşeceği ifade ediliyor. Sermayenin ve hükümetin istediği düzenlemenin hayata geçmesi durumunda, işsizler özel istihdam bürolarına kayıt yaptıracak ve bu bürolar tarafından şirketlere kiralanacaklar. Kiralanan işçilerin patronu özel istihdam bürosu olacak ve işçiler ücretlerini buradan alacaklar. Özel istihdam bürolarının kârı ise, kiraladığı işçiye verdiği ücretle, işçiyi kiralanan şirketten o işçi için aldığı para arasındaki fark olacak. Bu işçilerin iş güvencesinden yararlanması söz konusu olmayacağı gibi, belirli süreli hizmet akdiyle çalışmalarından dolayı iş Kanunu'nun çoğu hükmünden de yararlanamayacaklar.


Örgütlenme sendikalı olma, grev hakkı gibi başlıklardan yararlanmaları neredeyse imkansız olacak olan kiralık işçiler, bu nedenle grev kırıcılığa da zorlanacak. Kıdem tazminatının tasfiyesi yine gündemde Hükümet kıdem tazminatıyla ilgili yapmayı önüne koyduğu dönüşümleri, "Sosyal taraflarla diyalog içerisinde, tüm işçiler açısından erişilebilirliğin sağlanacağı, bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi oluşturulması" ifadesiyle sunsa dahi, bahsedilen dönüşüm adlı adınca kıdem tazminatının tasfiyesi anlamına geliyor. 1950'li yıllardan beri sermayenin en başta gelen taleplerinden biri olan kıdem tazminatının kaldırılması, iktidarlar tarafından "tazminatların fona devri", "bireysel hesaba dayanan sisteme geçiş" gibi başlıklarla çeşitli dönemlerde gündeme getirildi. Kıdem tazminatının işçilerin fonda biriken parayı alacağı bir sisteme dönüştürülmesi, yalnızca alınan paranın miktarını düşürmesi açısından sıkıntı yaratmıyor.


Mevcut uygulamada işten çıkarmada caydırıcı etkisi olan kıdem tazminatının bu işlevi de, iş güvencesinin olmadığı Türkiye'de çok büyük önem taşıyor, işçi konfederasyonlarının "kıdem tazminatına dokunursanız genel grev kararımız geçerlidir" dediği tazminatın bireysel hesaba ya da fona devriyle ortaya çıkacak sakıncaların bir bölümü şu şekilde: Alınacak tazminatın miktarı çok düşecek. Kıdem tazminatının işten çıkarmadaki caydırıcı etkisi ortadan kalkacak. işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanması neredeyse imkansız hale gelecek. Kıdem tazminatında bir yıl için ödenmesi gereken 30 günlük brüt, giydirilmiş ücret toplu sözleşmelerle artırılabiliyor. Sendikaların bu alandaki etkinliği ortadan kalkacak. Toplu para almanın önem taşıdığı askerlik gibi durumlarda kıdem tazminatı alabilme hakkı ortadan kalkacak.

Sol Gazetesi 26.06.2013

 

 

GÜNDEM