Toplu İş İlişkileri yasa tasarısı Sendikalar yasası ile toplu sözleşme grev ve lokavt yasalarını birleştirerek yeniden düzenliyor. Ancak tasarının TBMM’de görüşülerek yasalaşmamasından dolayı da yüzbinlerce işçi mağduriyet yaşıyor. İş kollarına giren işyerlerinde örgütlenen ve yüzde 51 barajını aşan sendikalar, Toplu Sözleşme yetkisi için Çalışma Bakanlığı’na müracaat ediyor. Ancak tasarının yasalaşmamasından dolayı sendikalara yetki verilemiyor. Bu açmazdan etkilenen işçi sayısı 500 bini, işyeri sayısı da 800’ü bulurken, rakam her geçen gün daha da artıyor.  

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’nın yasalaşması TİS imzalanmasını engelliyor. Ancak bu buzdağının sadece görünen kısmı. Asıl sorun buzdağının görünmeyen kısmında. Sendikalar yeni örgütlendikleri işyerlerinde sözleşme imzalayamamanın sorununu çok daha fazla yaşıyor. İş yerine sendikanın girdiğini öğrenen işveren yetkinin alınamamasından da yararlanarak sendikal örgütlülüğü daha kolay kırabiliyor.

Sendikaların sorunu sadece işverenle sınırlı değil, sözleşme imzalanamayacak olması işçinin örgütlenmeden geri durmasına da neden oluyor. Ancak bir sorun var ki, bu sendikaları ciddi anlamda etkiliyor. Sözleşme imzalanamaması işçinin sendika aidatını da ödememesi anlamına geliyor. Yani sendikalar sözleşme imzalayıncaya kadar üyelerinden aidat alamayacak.  

Eylül’de belki TBMM gündeminde 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, geçen hafta kıdem tazminatı fonuna ilişkin hazırlıkların tamamlandığını açıklamıştı. Bakan Çelik, bu açıklamasında fonun ancak Toplu İş İlişkileri Tasarısından sonra gündeme geleceğini de söylemişti. Çelik, yasama yılının ardından tasarının öncelikli olarak gündeme alınacağının da altını çizdi. Ancak iş kolu istatistikleri ise henüz bir netlik kazanması.

13.08.2012