ffa41
Basından- Aydınlık Gazetesi-Mehmet Akkaya- Tarih Yazan Sınıf

 İşçi sınıfı ayağa kalktığı zaman tarih yazar. Bir grup işçinin talebi bile çoğu zaman, topyekun işçilerin talebi olur, eylemi olur. İşçi hareketi, bilinçlerde devrimlere yol açar. Birkaç on yılda öğrenilmeyecek birikimi kısa zamanda yaratır.

İşçinin kendisini dönüştürür, eylem öncesindeki bireyci, çıkarcı, sekter ve umutsuz özelliklerini bertaraf eder, umut, kararlılık, dayanışma ve değiştirme arzusu hakim olur.

Toplumun diğer milli sınıf ve tabakalarını birleştirme yeteneği olan tek sınıftır. Bütün milleti önderliği etrafında toplar. Somut eylem amacında bizzat yararlan olmadığı durumlarda bile, yaratacağı sonuçlan etrafında hızla birleştirir. 

Örgütlü yapısı, disiplini, kararlılığı ve toplumu birleştiren çizgisi ile diğer sınıf ve tabakalar özerinde lider sınıf, lider hareket olarak kendisini benimsetir.

Milleti parçalama arzularını bertaraf eder. Bölücü ve gerici akımlar devre dışı kalır. 

Bunlar, başka bir sınıf ve tabakada bulunmayan özelliklerdir.

Bu kadar da değil. 

Türkiye işçi hareketi, eylem biçimi, hedefleri, katılan sayısı, toplumdaki etkisi, yarattığı bilinç ve iktidarları yıkan özelliği bakımından, emperyalist ülkelerin işçi hareketleri ile kıyaslanmayacak üstünlüklere sahiptir.

Türkiye işçi hareketi, sadece ulusal sınırlar içindeki yarattığı sonuçlar bakımından değil, emperyalizme darbe vurması bakımından da, uluslararası sonuçlar yaratmaktadır. Emperyalist merkezlerin sendikal hareketi kontrol altına almak, emperyalizme karşı mücadeleden ve ulusal bağımsızlık çabalarından uzaklaştırmak için, yılları yılı gösterdikleri gayretler, toplumun milli sınıf ve tabakalarını birleştiren özelliğini köreltmek için "sosyal diyalog" eroinini şırınga etmeye çalışmaları bu yüzdendir.

TEKEL, TÜPRAŞ, SEKA, TELEKOM vb. işçilerinin, 1990-2007 arasındaki "KİT'ler vatandır" eylemleri, Cumhuriyet mitinglerine katılan 15 milyonun, Haziran ayaklanmasında ölümü göze alan 10 milyonun bilincine de büyük katkılar yapmıştır.

İşçi hareketi, iktidarları sallar, yıkar.

Çok gerilere değil, son 25 yıla bakalım sadece.

89 Bahar Eylemleri, 12 Eylül diktatörlüğünün yarattığı 19 yıllık suskunluğa son verdi. "Çankaya'nın şişmanı" ile simgeleşen ANAP Hükümetinin sonunu getirdi.

Zonguldak'ın 40 bin işçisi, Zonguldak halkı ile birleştiğinde 100 bine ulaşmıştı. 100 binin Ankara yürüyüşü, Akbulut Hükümetinin sonunu getirdi.

8.500 Tekel işçisi, Türk milletini parçalamak için hazırlanan açılım planlarını bertaraf etti. Bölücü örgütün yasal uzantılarının kenarlara itilmesini sağladı, milleti birleştirdi. Hükümetin korkulu rüyası oldu 8.500 işçi. Başbakan bile Tekel ile yatıp Tekel ile kalkıyordu. 

5.000 Yatağan işçisi bütün sendikaları harekete geçirdi. Milleti birleştirdi.

Bugünlerde işçi sınıfı bir kez daha tarih yazıyor. Önce Renault, ardından FIAT (TOFAŞ) ve Coşkunöz işçileri. Sonra MAKO. Ve sıradaki Delfi Pakkart, Kocaeli Ford, Oto Trim işçileri. Ve diğerleri. Bursa Renault ateşi yurdu saran yangın oldu, umut oldu, kararlılık ve başkaldırı oldu. İşçi sınıfı ayağa kalktı mı, tekmil millet de ayağa kalkar. Seçimlere 20 gün kala, çantada keklik sandığı işçiler, iktidarın seçim hesaplarını paramparça etti.

Korksun o zaman işçinin ve milletin düşmanları. Korksun düvel-i muazzama, korksun bölücülük, korksun irticanın yobazlığı. Bu gelen, elindeki meşalesiyle yeryüzünü aydınlatan, yarasalara kaçacak delik arattıran işçi sınıfı.

Şair boşuna dememiş. "İşçiden, işçiden esiyor yel!"

20.5.2015

 

GÜNDEM