ffa41
Basından- Aydınlık -Mehmet Akkaya -GREV YASAĞI HUKUKSUZSA, MİLLETE GİDECEKSİN!

Yazıyı bitirmiştim ki, bir hukuksuz grev yasağı haberi daha geldi. Yazı daha da önem kazandı. Dikkatinize sunuyorum:

Dün, “bunca kazanılmış hakkın gasp edilmesi, hiçbir hükümet döneminde olmadığı kadar işçi sınıfına saldırabilmek, yeni sömürü biçimleri icat edip uygulayabilmek, nasıl mümkün olabildi?” sorusunu tartışmaya açmıştım.

Dün basının önemini ele aldık. Kontrollü basının aylar süren yalanlarına, aylar sonra ve adet yerini bulsun türünden cevap verildiğini, bu yüzden işçi sınıfının darbe üzerine darbe yediğini belirtmiştik.

Eğri oturup doğru konuşalım:

 AKP iktidar olanaklarını kötüye kullanıyor, tamam. Basını, işçinin ve milletin üstüne sürüyor. Akla gelmedik sömürüler icat ediyor. Elde avuçta ne varsa almayı amaçlıyor. Türk işçisi ile emperyalist merkezler karşı karşıya geldiğinde bile Türk işçisinin karşısına geçiyor. Yabancı tekellerle, “gavurun” şirketleriyle birlikte davranmakta sakınca görmüyor. Hatta “gavurun” şirketleri, Türk işçisini köle pazarında satsın diye özel kanunlar çıkarıyor. “Gavurun” emeklilik şirketlerine milletin vergilerini aktarıyor, onlar için milleti haraca bağlıyor.

Anladık, AKP işçiyi sevmiyor. İğneyi kendimize batırdık mı hiç? Batırmadık. Sendikal hareketin hiç mi kusuru yok, alacakları hiç mi ders yok?

İŞÇİDEN HAZ ETMEYEN BİR HÜKÜMET

Bir örnek!

2003’te PETLAS grevini hukukdışı olarak yasaklanıyor. Düşünmek gerekmez mi, “daha ilk yıldan grevi hukukdışı yasaklayan sonra ne yapmaz? Düşünülmedi maalesef. Dahası, PETLAS yasağında diğer sendikalar Petrol-İş’i yalnız bıraktı. Petrol-İş de, “Sayın iktidar, siz işçinin grevini yasaklayacağınıza, özelleştirmenin kesinleşmiş iptal kararını uygulayın, buradaki işgale son verin, bu kurum kamuya ait. İşgalciyi derhal çıkarın. Kamuya ve hukuka karşı suç işliyorsunuz” demedi.

Meydan boş olunca AKP bir hukuksuz grev yasağına daha kalktı: ŞİŞECAM! Yine dağınıklık, yine hukuksuzluğa teslimiyet. Hukuksuz yasağı millete Kristal-İş de anlatmadı. Gazete ve televizyonları kullanabilir, programlar yapabilir, toplantı, panel, konferans yapabilir, miting düzenleyebilirdi.  Olmadı. yüksek yargıya itirazla yetinildi. Yargı işçiye sendikaya hak verdi. Ama sendikaların dağınıklığını fırsat bilen hükümet, Danıştay kararına rağmen bir kez daha aynı hukuksuzlukla grevi yasaklayabildi. Bu noktada sendikacılar anlamalıydı ki, yüksek yargı kararına bile uymayan, hukuktan ve işçiden haz etmeyen bir hükümet söz konusu. O halde milleti kazanmak, millete işçinin haklılığını anlatmak, işçiyi örgütlemek kadar önem kazanmıştır. Ama, Danıştay kararındaki haklılık bile millete götürülmedi. AKP de baktı ki kanunsuzluk ve yasaklar yanına kalıyor, yasak üstüne yasağa devam etti. Her biri hukuk suçu olarak.

SENDİKACILAR BİR ARAYA GELMEDİ

Sonra Pirelli, Goodyear, Bridgestone grev yasakları.

Sonra Erdemir Madencilik yasağı

2 yılda 5 yasak! Sebep aynı, kanunsuzluk aynı, yöntem aynı.

Sendikacılar ise 5 yasağa rağmen bir araya gelmiş değil. Aynı eksiklikler. Milleti kazanmanın önemini hâlâ kavramamak.

Derken yine ŞİŞECAM yasağı.

Sendika Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Danıştay’dan sonra Anayasa Mahkemesi de işçiye, sendikaya hak verdi.

Anayasa Mahkemesi kararı, sadece ŞİŞECAM için değil, bütün kanundışı grev yasakları için emsaldi. Bu bile millete anlatılmadı. İşçiye bile doğru dürüst anlatılmadı.

Aynı yıl Çayırhan ve Çöllo madenlerinde yasaklar.

Sonra MESS’de, Asil Çelik’te, ardından EMİS Metal’de ve Akbank’ta...

TÜRK-İŞ VE DİSK'E GÖREV DÜŞÜYOR

Ve bir kez daha ŞİŞECAM’da yasak. Hem de ŞİŞECAM’da dördüncü kez. Hem de aynı gerekçelerle. Hem de Anayasa Mahkemesi'nin azarladığı hukuksuzlukla.

Ama sendika hâlâ millete anlatmıyor ne kadar haklı olduklarını. Hâlâ hükümetin yasağının kanuna, Anayasaya ve uluslararası hukuka göre suç olduğu, hâlâ söylemiyor millete.

Hal böyle olunca da, kanunsuz yasakların sahibi, işçiden haz etmeyen yüzünü göstermekte de sakınca görmüyor; “Şükür grevleri engelledik. Grev de neymiş kardeşim?” diyebiliyor.

Türk-İş’e, DİSK’e  görev düşüyor. Kanunsuz grev yasaklarına dur, demeli! Sendikaları ayağa kaldırmalı, haklılığı millete anlatma seferberliği düzenlemeli.

Milleti kazanmanın geçmişi olmaz. Gün bugündür. Haklısın, işçi haklı, sendika haklı!

 

GÜNDEM