ffa41
Basından-Zaman-İsa Yazar-Taşeron işçiye tazminat ve kadro yolu kapanıyor

Taşeron statüsünde kamuda çalıştırılan işçiler, asıl işçilerle aynı işi yaptığına dair açtıkları davaları kazanıyor. Emsal teşkil eden davalar sebebiyle hükümet işçilere 2 milyar lira tazminat yüküyle karşı karşıya. Hükümet yeni çıkaracağı taşeron yasasıyla bu davaların önünü kesmek istiyor.

Hükümet, Soma faciasının ardından yeniden tartışılan taşeron uygulamasında kritik bir adıma hazırlanıyor. Taşeron yasası ile işçilerin dava açarak tazminat kazanmaları ya da kamu işçisi statüsüne geçmeleri engellenecek. Bugüne kadar kamudaki taşeron işçilerin memurla aynı işi yaptıkları gerekçesiyle açtığı yaklaşık 6 bin dava, işçi lehine sonuçlandı. Hükümetin ya bu işçileri kadroya alması ya da toplam 2 milyar TL tazminat ödemesi gerekiyor. Yargı kararlarının emsal teşkil etmesinden dolayı 700 bin taşeron işçinin tazminat kazanması ya da kadroya geçmesi ihtimali doğdu.

 

Hükümet, Soma’da 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasının ardından yeniden tartışılmaya başlanan taşeron uygulamasında kritik bir adım atmaya hazırlanıyor. Taşeron yasası ile işçilerin dava açarak tazminat kazanmaları ya da kamu işçisi statüsüne geçmeleri engellenecek. Halihazırda devlet, taşeron işçilerin açtığı davaları kaybediyor. Kamuda çalışan taşeron işçilerin memurlarla aynı işi yaptıkları iddiasıyla açtıkları muvazaa davaları hep işçiler lehine sonuçlandı. Şu ana kadar bu şekilde yaklaşık 6 bin kişi davayı kazandı. Yargı kararları nedeniyle hükümetin ya bu işçileri kadroya alması ya da tazminat ödemesi gerekiyor. Bu nedenle devlet 2 milyar TL tazminat yüküyle karşı karşıya kalmış durumda. Yargı kararlarının emsal teşkil etmesi nedeniyle de kamudaki 700 bin taşeron işçinin bu şekilde tazminat kazanması ya da kadroya geçmesi ihtimali doğdu.

 

    Bu tablo hükümeti endişeye sevk ederken işçilerin kadro veya tazminat hakkının önüne geçmek için adım atılıyor. Taşeron yasası ile işçilerin muvazaa davalarını kazanmalarının önüne geçilecek bir düzenleme yapılacak. Aslında hükümetin ‘taşeron işçilere hak getirecek’ diye anlattığı yasa tasarısının gündeme alınmasının asıl nedeni de bu davalar. Zira yasal düzenleme ile gerekli adımlar atılmazsa hükümet çok yüklü tazminat davalarıyla karşı karşıya kalabilecek.

 

    Muvazaa davaları özellikle Karayolları’nda yaygın olarak devletin aleyhine sonuçlanıyor. Taşeron işçiler, kadrolu işçilerle aynı işi yaptıklarını gerekçe göstererek kurumun sürekli personeli oldukları iddiasıyla dava açıyor. Mahkemeler de yaptıkları tespitlerde taşeron işçinin asıl işçi ile aynı işi yaptığını belirterek davaları genellikle çalışan lehine sonuçlandırıyor.

 

Hükümetin taşeron yasası ile yapmak istediği yasal düzenlemenin birinci amacı bu davaların önünü kesmek. Bu nedenle sendikalar yapılacak düzenleme konusunda endişeli. Düzenleme ile İş Kanunu’nun 2. maddesinde değişiklik yapılıp asıl işin taşerona verilmesi gündemde. Sendikalar, asıl işin taşerona verilmesi halinde bütün işçilerin taşeron olacağını vurguluyor.

Son yıllarda pek çok kamu kurumu, doğrudan eleman almak yerine şirketler üzerinden hizmet alım yöntemi ile taşeron işçi çalıştırıyor. Hastaneler, belediyeler, havaalanları, bakanlıklar ve üniversiteler, en çok taşeron işçi çalışan kamu kurumları. Bu durum taşeron işçi sayısında patlama yaşanmasına yol açtı. 2002 yılında 387 bin olan taşeron işçi sayısı bugünlerde 1 milyon 200 bine dayandı. Rakamlara bakıldığında en büyük taşeron patronunun devlet olduğu görülüyor. Kamuda yaklaşık 700 bin taşeron işçi çalışırken bu rakamın 471 bin temizlik, 16 bini sağlık, 117 bini güvenlik, 34 bini dağıtım elemanı olarak istihdam ediliyor. 60 bin öğretmeni ek ders ücreti ile taşeron işçi gibi çalıştıran Milli Eğitim Bakanlığı’nı da en büyük taşeron patronları arasında saymak mümkün.

 

    Devletin yaygın olarak kullandığı taşeron uygulaması pek çok soruna yol açıyor. Örneğin 10 işçi ile yapılması gereken iş 7 taşeron işçi ile yapılıyor. İşçiler 8 saatten fazla çalıştırılıyor. Tazminata hak kazanmasın diye 11 aylık olan işçi, işten çıkmış gibi gösterilip bir-iki gün sonra tekrar işe alınıyor. Bu yöntemle 10 yıl boyunca aynı taşeron firmada çalışan işçinin bile tek kuruş kıdem tazminatı birikmiyor.

 

    Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, taşeron işçilerin kadroya alınması talebini tekrarlarken Karayolları’nda çalışan taşeron işçilerin mahkeme kararına rağmen kadroya alınmadıklarına dikkat çekiyor.  Atalay bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladı: “Taşeron işçilerin yüzde 90’ı asıl işte çalışanlar. Karayollarında karayolcunun işini, havayollarında havayolları hizmetini yapıyorlar. Taşeron işçi ‘temizlik ve güvenlik elemanı’ adı altında alınıyor ama alınanlara asıl işler yaptırılıyor. Bu konuda kazanılmış mahkeme kararları var. Bu konuyu çözelim ancak bizim kırmızı çizgilerimiz var. Bunlardan biri, İş Kanunu’nun 2. maddesi. Burada yapılacak bir değişikliğe kesinlikle karşı çıkarız. Çünkü biz, asıl işin taşerona verilmesi halinde, ülkedeki bütün işçilerin taşeron işçi olacağını düşünüyoruz. Bir diğer beklentimiz de özellikle kamuda çalışan taşeron işçilerinin kadroya alınması. Bunların sağlanması koşuluyla Bakanlık tarafından yapılan çalışmayı değerlendiririz.”

28 Mayıs 2014,

 

 

GÜNDEM