ffa41
Basından-Yurt Gazetesi -Atilla Özsever-Kıdem Tazminatında İşçiye Yeni Tuzak

 Kıdem Tazminatı yine gündemde. 26-27 Eylül günlerinde toplanan 10. Çalışma Meclisinde, taraflar arasında mutabakat olmamasına rağmen, Çalışma Bakanlığı yetkililerince açıklanan sonuç bildirgesinde, taşeron işçilerinin mağduriyeti öne sürülerek, fon uygulamasının zorunluluğundan söz edilmişti. Türk-İş ile DİSK, onay vermedikleri bu açıklamaya tepki gösterdi.


Ardından, Hürriyet ve Zaman gazeteleri başta olmak üzere, konu medyada yeniden gündeme geldi. 4 Ekim tarihli Zaman Gazetesi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in açıklamaları yer aldı. Çalışma Bakanı Çelik'in verdiği bilgiye göre; Kıdem Tazminatı Fonu, ilk kez çalışmaya başlayanları kapsayacak. Mevcut çalışanların hakları korunacak. Bu kişiler, isterlerse ya eski sisteme devam edebilecek ya da fon sistemine geçebilecek. İşçi, fondan tazminatını 15 yıl dolmadan çekemeyecek. Cumartesi günü yapılan DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) Danışma Meclisi toplantısında da, 'kıdem tazminatı' konusuna değinildi.


Uzun yıllar sendikalarda uzman olarak çalışmış değerli dostum Alpay Biber, toplantıda yaptığı konuşmada, "Mevcut işçilerin haklan korunuyor, fon sistemi yeni işe girenler için geçerli olacak denirse, sendikalar ne yapacak? Bu durum işçiyi böler. Böyle bir pazarlık karşısında sendikalar neyi, nasıl savunacak?" diye sordu. Gerçekten önemli bir tespit. Nitekim AKP Hükümeti, 2008 yılında sosyal güvenlikle ilgili '5510 Sayılı Yasaya karşı
Emek Platformunun yaptığı iki saatlik uyarı grevi üzerine, değişik bir taktik geliştirdi:

 

Hükümet, emeklilik yaşının kademeli olarak 65'e yükseltilmesinin, mevcut çalışanlar için değil, yeni işe girenler için geçerli olduğunu açıkladı. Emek Platformunun yasayla ilgili '5 kırmızı çizgisi' olmasına ve bunlar büyük ölçüde yerine getirilmemesine rağmen, Türk-İş ve Hak-İş başkanlarının Çalışma Bakanı Çelikle yapığı özel görüşmeden sonra eylemler etkisiz kaldı, platform bölündü. 5510 Sayılı Yasa da, AKP'nin istediği biçimde geçti. Kıdem Tazminatı, işçinin nerdeyse 80 yıllık bir hakkı. Bu hak 1936 yılında, 5 yıl kıdemi olan işçiye yıl başına 15 günlük ücreti ödenmesi şeklinde başlamış, zaman içerisinde bir yıla 30 günlük ücret düzeyine gelmiş ve askerlik, evli kadın işçinin işinden ayrılması, sağlık koşulları gibi çeşitli alanlarda genişleyerek bugünkü aşamaya ulaşmıştır. Mevcut işçiler, kendi çocuklarının kıdem tazminatı hakkını düşünmeyecekler midir?

Eğer bu hak da giderse, sendikalar kapılarına kilit vursun! Bu arada, DİSK-AR toplantısında, sadece işçilere yönelik olarak DİSK'in Sesi isimli bir tabloid gazete çıkarılacağı bildirildi. İlk sayısı bu perşembe günü çıkacak olan aylık gazetenin Cumhuriyet Gazetesi'nin içinde dağıtılacağı belirtildi.


DİSK'in Sesinde kıdem tazminatı konusuna değinilerek öneriler şöyle sıralanıyor:

1)1475 Sayılı Yasa'daki "Bir yıldan artan süreler için de, aynı oran üzerinden ödeme yapılır"

cümlesine, "bir yıldan artan ve az süreler için" ibaresi getirilerek, işçinin bir gün bile çalışması halinde, kıdem tazminatına hak kazanmasının yolu açılmalıdır.

2)Kıdem Tazminatında üst sınır kaldırılmalıdır.

3) Ücret Garanti Fonu kapsamı genişletilerek, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda, ödenmemiş ücretin yanında ödenmemiş kıdem tazminatı da kapsama alınmalıdır. Bakalım sendikalar ve işçiler, kıdem tazminatı ile ilgili yeni tuzaklar karşısında ne yapacak?

8.10.2013

 

 

GÜNDEM