ffa41
Basından-Evrensel-AKP nin Torbasından Taşeron İşçiye ne Kadro Çıktı Ne de Yeni Bir Hak!

Taşeronsun sen taşeron kal

Başta yandaş medya olmak üzere birçok basın organında "Taşeron işçilere Müjde" haberleriyle bilgi kirliliği yaratılırken, evrensel, torba yasaya ilişkin gerçekleri ortaya koymaya devam ediyor. AKP Hükümeti döneminde taşeronlaştırma hızla yaygınlaştı. 2002 yılında 387 bin civarında olan kayıtlı taşeron işçi sayısı, 2 milyona yaklaştı.

Kamuda her bir kamu işçisi başına 2 ya da 3 taşeron işçisi düştüğü tahmin ediliyor. Ancak AKP hükümeti, muvazaayı tespit eden kesinleşmiş yargı kararlarını uygulamadığı gibi taşeron işçilerin "kadro" talebine de yanıt vermiyor. Yandaş basın tarafından "taşeron işçiye müjde" olarak yansıtılan torsa yasa ile taşeronlaştırmanın önü daha da açılırken, muvazaalı (hileli) taşeron ilişkilerine kılıf hazırlanıyor. Torba yasa ile iş müfettişlerinin muvazaa incelemesi yetkisi kaldırılarak, muvazaanın tespiti daha da zor hale getiriliyor. Kamudaki taşeron işçilere kadro vermemekte ısrar eden hükümet, muvazaanın ortaya çıkması durumunda ise faturayı kamu kurumu yöneticilerine kesmeyi planlıyor. Torba yasa ile AKP hükümeti hangi kurumun hangi ihaleye çıkacağına ilişkin asıl karar veren merci haline geliyor. Taşeronda çalışan işçilerin, yıllık izin, ücret ve kıdem tazminatı haklarına ilişkin İş Yasası'nda yer alan haklar ve Yargıtayın içtihat niteliğindeki kararlarının ötesinde yeni bir hak getirmeyen torba yasa, taşeron işçilerin örgütlenmesinin de önünü açmıyor. AKP milyonlarca taşeron işçiye, "Taşeron işçisin sen, taşeron işçi kal" diyor.

Fatura bürokrata kesilecek!

Torba yasanın 3. maddesinin 3. fıkrasına göre, "Kamuda yapılan ihalelerde çalıştırılan taşeron işçilerin ihale konusu iş dışındaki bir işte çalıştırılması veya görevlendirilmesi", "İhaleye çıkılmaması gerekildiği halde ihaleye çıkılması", "Uygun görüş alınması gerektiği halde alınmadan ihaleye çıkılması" ve "İş Yasası'ndaki muvazaa düzenlenmesine aykırılık teşkil edecek işlem ve eylemler yapılması" nedeniyle idare aleyhine zarar ortaya çıkması halinde, bu zarar, bu zarara neden olduğu tespit edilenlere rücu edilmek suretiyle tahsil edilecek. Öte yandan aynı maddeye göre sorumlular hakkında ceza ve disiplin hükümleri uygulanabileceği gibi, bu sorumlulara yapılan bir aylık net ödemelerin 5 katı tutarında idari para cezası uygulanacak.

 'KADRO DA VERMEM, MUVAZAA DA İSTEMEM'

Bu düzenlemeye göre, ihalelere ilişkin bir hata yapılması ya da "muvazaalı" bir taşeronluk ilişkisinin ortaya çıkması halinde, ilgili kamu kurum ya da kuruluşunun yöneticiler, idarenin uğrayacağı tüm zararı ödemek zorunda kalacak Ancak uygulamada, kamu kurum ve kuruluşlarına yeterli memur ve işçi kadrosu verilmiyor ve kamu yöneticileri de kadro talebinde ısrarcı olmak yerine personel açığını taşeron aracılığı ile kapatma yoluna gidiyor. Örneğin temizlik ihalesi ile çalıştırılan işçiler, kurumdaki personel açığını gidermek üzere büro işleri de dahil olmak üzere pek çok farklı işte görevlendiriliyor. BÜROKRATLARA MİLYONLARCA TL RÜCU EDİLECEK

Ancak torba yasa ile birlikte, böyle bir durumun oluşması ve muvazaanın tespit edilmesi halinde, oluşacak tüm zararlar bürokratlardan tahsil edilecek. Örneğin büyük bir hastanede, temizlik ve otomasyon işleri için yapılan bir ihalede 500 taşeron işçisi çalıştırıldığı ve bu işçiler başka işlerde de görevlendirildiği takdirde, muvazaa oluşacak ve 500 işçiye emsal kamu işçisinin ücretinin ödenmesi gerekecek. Bu durumda idare milyonlarca TL zarara uğrayacak ve torba yasa gereği bu zarar hastanenin başhekiminden ya da ihalelerden sorumlu diğer hastane yöneticilerinden tahsil edilecek. Memur maaşı ile milyonlarca TL zararı ödemesi mümkün olmayan hastane yöneticilerinin akıbetinin ne olacağı ise belirsiz...

Örgütlenmenin önü açılmıyor

Torba yasanın 4. maddesi ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na bir ilave yapılıyor. Buna göre, kamuda faaliyet gösteren taşeron şirkette bir sendika örgütlendiğinde, asıl işveren olan kamu kuruluşunun kamu işverenleri sendikasına üye olması ve taşeronun bu işveren sendikasına yetki vermesi kaydıyla, toplusözleşme süreci, işçi sendikası ile kamu işverenleri sendikası arasında yürütülecek. İmzalanacak toplu iş sözleşmesi ile belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı ise kamu tarafından karşılanacak. Ancak bu düzenlemeye göre, toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için öncelikle her bir taşeronda çalışan tüm işçilerin en az yüzde 40'ının sendikaya üye olması gerekecek. Taşeronda çalışan işçiler, iş- . çi sendikasında örgütlense bile, asıl işveren kamu işverenleri sendikasına üye değilse ya da üye olsa bile taşeron şirket işveren sendikasına yetki vermezse, toplu iş sözleşmesi yapılamayacak. Böylece, taşeron işçilerin toplu sözleşme hakkı, tümüyle yok edilebilecek. Toplu iş sözleşmesi yapılsa dahi, taşeron şirket değiştiğinde, yeni gelen taşeron şirket kendi işçilerini getirebilecek. Her taşeron değişikliği ile sendikal örgütlülük yok olma tehlikesi yaşayacak. Öte yandan, taşeron işçiler, asıl işverenin iş kolunda faaliyet gösteren sendikalarda örgütlenemeyecek. İşçiler, ancak taşeronun faaliyet gösterdiği iş kolundaki sendikalara üye olabilecek. Böylece işçilerin asıl işverenin işçileri ile birlikte aynı sendikada örgütlenmesi engellenmeye devam edecek.

Müfettişlerin yetkisine taşeron tırpanı mim

HÜKÜMETİN "taşerona müjde" diye sunduğu torba yasada yeni hak gaspları var. iş müfettişlerinin muvazaalı (hileli) taşeronlaştırmaları tespitini zorlaştıran torba yasa, "muvazaa"nın ortaya çıkması halinde ise tüm sorumluluğu bürokratlara yıkıyor. Torba yasayla kamudaki taşeron işçilerin tazminat yükü devlete yüklenirken, sendikalaşma ve yıllık izin konusunda yaşanan sorunlara ise çözüm getirilmiyor. s.7 ŞUBEMüfettişlerin yetkisine tırpan! TORBA yasanın 6. maddesi ile İş Yasası'nın 3. maddesinin 2'inci, 3'üncü ve 4'üncü fıkraları yürürlükten kaldırılıyor. Yürürlükten kaldırılan bu düzenlemelerden biri iş müfettişlerinin muvazaa tespiti yapma yetkisi. Uygulamada, sendikaların, işçilerin başvurusu üzerine ya da belgeler üzerinden iş müfettişleri, "muvazaa incelemesi" yapıyordu, iş müfettişleri "muvazaa"yi bir raporla tespit ettiği takdirde, asıl işverenler ya da alt işverenler, bu rapora karşı iş mahkemelerine itirazda bulunabiliyordu. İş mahkemeleri ise bu durumda kesin karar veriyor, mahkeme müfettiş raporunu onadığı takdirde, "muvazaa" kesinleşiyordu. Karar Yargıtaya temyiz edilemiyordu. Sendikalar ve işçilgr, dâhâ hızlı sonuç alabilmek için bu yola sıklıkla başvuruyordu. İş müfettişlerince kamu kurumlarına ilişkin yapılan çok sayıda muvazaa tespiti kamu işverenlerini rahatsız ediyor, kamu işverenleri her fırsatta bu yetkinin kaldırılmasını istiyordu. İş müfettişlerinin yaptığı objektif incelemeler, Hükümet nezdinde de rahatsızlık yaratıyordu. AKP hükümetinin hazırladığı torba yasa ile birlikte artık iş müfettişleri muvazaa incelemesi yapamayacak. Sendikalar ya da işçiler, muvazaayı tespit ettirmek için doğrudan dava açmak zorunda kalacak. Bu davalarda, iş mahkemeleri, "muvazaa" yönünde karar verse dahi, bu karar Yargıtaya temyiz edilebilecek. Bu durumda muvazaa tespiti hem daha uzun sürecek, hem de iş mahkemelerinin yapacağı muvazaa tespitleri, son dönemdeki kararlarında "muvazaa'yı onamamaya direnen Yargıtay 7'inci ve 22'inci Hukuk Dairelerine takılabilecek.

 

AKP, taşeronu kıdem tazminatı yükünden kurtarıyor

TORBA yasanın 10. maddesine göre kamu kurum ve kuruluşlarımla çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatını, son çatıştıktan kamu kurum ve kuruluştan ödeyecek. Ancak yine işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi Ödenmeyen ücret hak edişten kesilecek. Zaten İş Yasası'nın 2. maddesi gereği taşeron şirket İşçinin kıdem tazminatını ödeme zorunluluğu bulunuyordu. Ancak kamu kurum ve kurutuştan bu sorumluluklarını, işçi dava açmadığı sürece yerine getirmiyor, yasaya aykırı davranıyordu. Torba yasada taşeron işçilerin kıdem tazminatı, üç farktı biçimde düzenlenmiş durumda:

 

1) Taşeron Değil Sirken Çalışmaca Devam Edenler

Taşeron şirket değiştiği halde aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmaya devam eden işçilerin kıdem tazminatına esas hizmet süresi, bu kurum ya da kuruluşa ait işyerlerinde geçen toplam süre esas alınarak hesaplanacak ve kurum tarafından ödenecek.

2) Farklı Kamu Kurumlarında Çalıştırelanlar

Aynı taşeron şirket tarafından, aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farktı kamu kurum veya kurutuşlarında çalıştırılmış olan işçilerin kıdem tazminatı, farklı kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet süreleri birleştirilerek hesaplanacak ve son çalıştıktan kamu kurum veya kuruluşu tarafından ödenecek. TORBA yasanın 8. maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşları, taşeron şirketin işçilere ücretlerini ödeyip ödemediğini her ay işçilerin başvurusu üzerine ya da kendiliğinden kontrol edecek ve ödenmeyen ücret varsa, bu tutarı taşeron şirketin hak edişinden keserek işçilerin banka hesabına yatıracak.

3) Hem Kamuda Hem Kamu Dışında Çalıştırılanlar

Aynı taşeron şirket tarafından, kamuda çalıştırıldıktan sonra, kamu dışındaki başka bir işyerinde çalıştırılan isçiler ise. İş sözleşmeleri sona erdiğinde kamuda çalıştırıldıkları süreye ilişkin kıdem tazminatlarını ilgili kurum ya da kuruluşdan isteyebilecek. Bu süreye ilişkin kıdem tazminatı, asgari ücretin artış oranında güncellenerek işçiye kamu kurum ya da kuruluşu tarafından ödenecek.

 

13.5.2014

 

 

GÜNDEM