ffa41
Basından-Aydınlık Gazetesi-Mehmet Akkaya- Kıdem Tazminatına Dört Koldan Saldırı

"Kıdem tazminatına her şekilde dokunma genel grev sebebidir." Türk-İş'in Genel Kurul kararı böyle idi, yöneticilerin söyledikleri bu idi.

Başta Türk-lş olmak üzere sendikalar böyle diyor, ama bırakalım dokunmayı, delik deşik ediliyor kıdem tazminatı. Daha da ötesi tümüyle yok ediliyor.

Hükümet, hayatın her merhalesine, her fırsatı kollayarak nasıl esnek çalışmayı sokuşturuyorsa, kıdem tazminatını da her fırsatta didiklemeyi, olabildiği kadarıyla iğdiş etmeyi sürdürüyor. Nasıl dokundular ve dokunuyorlar?

1- 4857 sayılı yasaya sokuşturulan "belirli süreli sözleşme" bırakalım dokunmayı, kıdem tazminatı olanağını tümüyle ortadan kaldırıyor. Hükümet ve işverenler, her fırsatı özellikle de alt işverenlik sözleşmelerini, belirli süreli sözleşmeyi daha da yaymak için kullanıyorlar. Şu anda kaç kişinin bu şekilde çalıştırıldığı bilinmemekle birlikte, giderek arttığı çok açık. Dolayısıyla, belirli süreli sözleşme uygulamasının çalışma hayatından kazınarak tarihin çöplüğüne atılması sendikal hareketin önünde kaçınılmaz görev olarak durmaktadır. Bu sadece kıdem tazminatına sahip çıkmak için değil, güvenceli, sendikalı, toplusözleşmeli çalışma olanağının korunması için de şarttır.

2-Hükümet, SGK'yı tasfiye etmek amacıyla planlı bir çalışma yürütmektedir. SGK'nın artık desteklenmemesi ve prim alacaklannın affedilerek zarara uğratılması, tasfiye girişimlerinin bir kısmı idi.

Öte yandan, çoğu yabancı tekellere ait olan bireysel emeklilik şirketlerini kurdurdular.

Bu şirketlerin çoğu yabancı tekellere aittir.

Topladıklan primin devlet garantisi yoktur.

Toplanan paralar üretime ve yatınma değil, borsa gibi kumarhanelere sürülmektedir. Hükümet, bu kumarhaneleri kurdurmakla kalmadı, SGK aleyhine desteklemek için her türlü pervasızlığa, hatta korsanlığa soyundu.

Emperyalist tekellere ait bu kumarhanelere, topladıkları para başına yüzde 25 açıktan destek veriyor. Verilen paralar, Türk milletinin alınteridir, vergilerdir. Hükümet, baktı ki milletin kaynaklarının kumarhanelere hortumlanmasına ses çıkanlmıyor, pervasızlığı daha da öteye götürdü.

Her çalışanın gelirinden 100 lira gasp edilerek, bu şirketlere aktanlacakmış. Bunun adı düpedüz korsanlıktır. Başta sendikalar olmak üzere bütün millet, bu korsanlığa "dur" demek zorundadır. Bireysel emeklilik uygulaması, kıdem tazminatının emperyalist tekellere ait kumarhanelere yedirilmesidir. Bu kumarhaneler derhal kapatılmalı, topladıkları paranın faiziyle geri ödenmesi sağlanmalıdır.

Oysa sendikacılar, belirli süreli sözleşmeleri de, bireysel emeklilik uygulamasını, kıdem tazminatına saldırı olarak saymadılar hâlâ. Sanırım sendikacılarımız, kıdem tazminatı iğfal edilirken, "bakın ey sendikacılar, aha dokunuyoruz, haberiniz olsun" diye ilan edilmesini bekliyorlar. Bunlara sessiz kalınınca, yeni saldırılar hazırlandı, tecavüzün kapsamı genişletildi.

3-Hükümet, bugünlerde arabulucuk sistemi için yasa taslağı hazırlıyor. Tabi ki ilk işleri, işçilerin haklarına saldırı. Arabuluculuk hakkındaki yasa taslağı, kıdem tazminatındaki zaman aşımı süresini 10 yıldan 2 yıla çekerek 8 yıllık süreyi, ücret alacaklarındaki 5 yıllık zaman aşımı süresini de 2 yıla çekerek, 3 yıllık süreyi gasp etmeyi amaçlamaktadır. Bu, kazanılmış hakkın gaspıdır ve kesinlikle kabul edilemez.

4-Kıdem tazminatına dördüncü saldırı ise, şu sırada taslak hazırlıkları süren fon yasası girişimdir. Hükümet, kıdem tazminatı fonu oluşturmayı, devlet garantisi gibi bir güvencenin olmayacağı bu fonun yönetimini bireysel emeklilik şirketi adlı kumarhanelere vermeyi amaçlıyor.

İşçinin kıdem tazminatı, sahibi olmayan ve sokağa atılmış birinin her yönden tecavüze uğraması gibidir. Bu gidişle, sendikacılarımızın uyanana kadar kıdem tazminatı diye bir şey ortada kalmayacak. 

8.6.2016

 

GÜNDEM