ffa41
Basından-Aydınlık- Selin Sevim-Greve çıkan kadınlardan mektup var!

Bakırköy belediyesinde, grev de olan kadın işçiler yayınladıkları mektupta “Bizim tek derdimiz, ekmeğimizi, alın terimizin karşılığını almaktır” dedi.

Bakırköy Belediyesi'ne bağlı taşeron şirket BUYAŞ'ta çalışan işçiler, işten atılmalara ve hak gasplarına karşı iki hafta önce greve çıkmışlardı. Çıktıkları grevde 17.günü geride kalırken, greve çıkan kadın işçiler mektup yayınladılar.


‘KİMSE BİZİ KANDIRAMAZ!'

Grev 17. gününü doldurmasına rağmen bir sonuç alamayan kadın işçilerin yayınladıkları mektup:
“Sayın Bakırköy halkına,

Biz işçiyiz. Bakırköy Belediyesi’nde taşeron şirkete bağlı olarak kreşlerde, kız yurdunda, havuzda, spor salonlarında, dershanede temizlik işlerini yaparız. Yurttaki kız öğrencilerin odalarını temizler banyolarını, tuvaletlerini siler süpürürüz. Kreşlerdeki çocukları kendi çocuklarımız gibi sever, yemeklerini yedirir, tuvaletlerini yaptırır, uyurken masallar okuruz.


Her birimiz evli barklı, çoluk çocuk sahibi insanlarız. İstanbul’da yaşamak, bir maaşla geçinmek çok zordur siz de bilirsiniz. Asgari ücret 900 lira, en ucuz ev kirası 750 liradır.

 

Çocuklarımız büyüyüp, dershaneye, üniversiteye gitmeye başlayınca eskiden yeten maaşımız yetmez oldu. Mecbur kaldık iş aramaya. Belediyede bulduk, dedik ‘iyidir’, ‘saati bellidir’, ‘hafta sonu tatili vardır’, ‘servisi vardır.’


Taşeron işlerde çalışmak zordur, bilmezsiniz patron kim, işveren kim? Kim müdür, kim amir? Hizmeti halk için üretiriz, belediyenin bütçesi halkın vergileriyle oluşur ama herkes patrondur. Azarlar, aşağılar, küçümser, yaptığın işi beğenmezler. Servislerde en arkada oturturlar, ön taraflar memurlarınmış sonradan öğrendik. Her yıl ihale yaparlar, sözleşmeler yenilenir. Uykularımız kaçar, ya işsiz kalırsak, ya patron bizimle çalışmak istemezse diye.

Korkar, susar çaresizce kaderimize razı geliriz. Geçen seneydi hiç unutmayız ihalelerin zamanı hepten kısaldı; 2 aylık, 3 aylık, sözleşmeler yaptılar. Mart, Nisan, Mayıs 2014’te maaşlarımızı tam 3 ay vermediler, sigortalarımızı yatırmadılar. Korktuk, dedik ‘bizi atacaklar, sesimizi çıkarmayalım elbet düzelir, yönetim yenidir, işi öğreniyordur.’ Sonra maaşlarımız yatmaya başladı bir de baktık, 1.500 lira olan maaşımız 1.050 liraya düşmüş. 3 ay maaş alamadan çalıştığımızda her yere borçlanmıştık, kredi çekmiş, kredi kartlarına yüklenmiştik. Nasıl olsa düzelir dedik, daha da kötü olduk. İnsan içine çıkamadık.


Toplandık bir araya geldik, bu paraya bu pis iş yapılmaz dedik. Sendika varmış biz de sendikalı olalım, sendika haklarımızı korusun istedik, anayasal hakkımız olduğunu öğrendik. 90 kişi bir günde sendikaya üye olduk. Sonra Çalışma Bakanlığı’ndan yetki geldi, toplu iş sözleşmesi yapabilirsiniz diye. 6-7 ay belediye başkanımız hiç masaya oturmadı, siz ne istiyorsunuz diye sormadı bile. Sonra işyeri temsilcisi arkadaşımızı işten attılar, korkutmak istediler, sesimizi kıstık biraz, bir de baktık ki Kurban Bayramı’nın arifesinde sözleşme bitmiş, işsiz kalmışız, tam 8 gün bekledik, yine sözleşme yaptılar, bu seferde yılbaşı akşamına kadar, yılbaşı akşamında sözleşmenin günü doldu hepimiz yeni yıla işsiz girdik, 1-2 gün sonra tekrar giriş yaptılar.

Sonra havuzda çalışan 3 arkadaşımızı işten çıkardılar. Yetmezmiş gibi kadın sendika temsilcisi arkadaşımızı hayvan barınağına sürdüler, bizim hakkımızı aramasın diye.


Dedik ‘bu böyle gitmeyecek’, sendikadan öğrendik torba yasayla hükümetin adamları yeni yasa çıkarmış. Taşeron işçiler de sendikadan yararlanabilir, toplu iş sözleşmesi yapabilir, haklarını güvenceye alabilir demiş. Belediye başkanından tek isteğimiz iş güvenliği. Kurban Bayramında, yılbaşında olduğu gibi yine işsiz kalmak istemiyoruz, o günleri yeniden yaşatmasınlar bize. Maaşlarımızı düşürmesinler, bizi korkutmasınlar, gururumuzla oynamasınlar. Evlerimize ihtarname gönderip küçük düşürmesinler. Bizler çocuk değiliz, hepimizin aklı fikri var. Kimse bizi kandıramaz, ne için greve çıktığımızı, biz de belediye başkanı da, başkan yardımcıları da, müdürler de çok iyi bilirler. Bizim tek derdimiz, ekmeğimizi alın terimizin karşılığını almaktır, küçük hesaplarla işimiz olmaz. Bize iftira atmasınlar, yeter artık gururumuzla oynamasınlar.

Halen Grevde bulunan KADIN İŞÇİLER”

Geçtiğimiz günlerde Grevdeki belediye işçileri adına konuşma yapan Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 no'lu şubeden Erol Özdemir, Bakırköy Belediyesi'nin, sermayesi kendisine ait olan BYUAŞ şirketine bağlı taşeron olarak hizmet veren işçilerin, yaklaşık 3 ay ve 1 yıl arasında değişen periyotlarla yapılan ihalelerle çalıştıklarını belirtirken her ihale döneminde 15 günlük maaşlarından ve sigortalarında kesinti olduğu vurgulamıştı. Özdemir, son olarak 3 aydır da işçilerinin maaşlarının ödenmediğini ve eyleme çıkan işçilerden üç kişinin ''eksik belge'' bahanesiyle işten çıkartıldığını belirtmişti.

Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda kurulan grev çadırına Avcılar, Zeytinburnu ve Gazi Osman Paşa Belediyesi taşeron işçilerinin ve Ülker işçilerinin destekleri sürerken, işçiler ise taleplerinin karşılanması konusunda kararlı.

TALEPLERİ NELER?

Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube'nin yaptığı açıklamada “Meydanlarda Emek ve Emekçiden yana olduğunu söyleyen Bakırköy belediye yöneticilerinden bu sözlerine sahip çıktıklarını göstermelerini Emekçilerin sesine kulak vermelerini bekliyoruz. Biz kazanıncaya kadar haklı grevimizi her platform da ifade edeceğiz.” İfadeleri yer aldı
Belediye işçileri aynı zaman da İşten çıkartılan işçilerin her biri en az 6 yıldır belediyede hizmet verdiğini bildirirken, işten çıkarılan 3 arkadaşlarının geri işe alınması ve toplu sözleşme hakkı konusunda ısrarlı.

http://www.aydinlikgazete.com/emek/greve-cikan-kadinlardan-mektup-var-h67027.html

 

06 Nisan 2015 Pazartesi

 

GÜNDEM