ffa41
Basın-Yurt Gazetesi: Yandaş Sendikacılık Hayırlı Olsun (!)

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısının TBMM'deki görüşmeleri sırasında AKP'nin verdiği önergelerle "yandaş sendikacılığın" alt yapısı hazırlandı.


Yasa tasarısında kademeli baraj getirilerek Ekonomik ve Sosyal Konseye üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için öngörülen yüzde 3'lük işkolu barajı, Ocak 2013'ten Temmuz 2016'ya kadar yüzde 1, Temmuz 2018'e kadar ise yüzde 2 olarak uygulanacak. Bundan sonra ise baraj yüzde 3 olacak.


Yandaş sendikacılık ise şu önerge ile sağlandı: 15 Eylül 2012 tarihine kadar kurulmuş ve Ekonomik ve Sosyal Konseye üye konfederasyonlara bağlı sendikalar için Ocak 2013'e kadar olan yüzde 1'lik baraj geçerli olmayacak. Yani, bu üç aylık sürede işkolu barajı sıfır olarak kabul ediliyor. Bu durumda TGS'den ayrılanların kurduğu Medya-İş Sendikası ile birlikte Öz Büro-İş, Öz Petrol-İş, Öz Orman-İş ve Öz-İş gibi sendikalar Hak-İş konfederasyonuna üye olarak üç ay için herhangi bir baraj sorunu ile karşı karşıya kalmayacaklar.


Yasanın Meclis'te görüşülmesi sırasında sendika kökenli CHP milletvekilleri İzzet Çetin, Süleyman Çelebi ve Musa Çam, ellerinden geldiğince belli bir muhalefet gösterseler de sonuçta AKP'nin çoğunluğu etkili oldu.


CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, "Bu yasa Hak-İş'in birinci konfederasyon olduğunun ilanıdır. Yandaş sendikacılık galebe çalmıştır. Ayrıca bu yasa 12 Eylül askeri cuntasının yaptığı 2821 ve 2822 sayılı yasalardan da geridir, 12 Eylül darbe hukukunun AKP eliyle devamıdır" dedi.


İzzet Çetin, askeri cuntanın bile havacılık işkoluna grev yasağı getirmezken AKP'nin taksicilerle ilgili bir yasaya bu yasağı koyduğunu, bankacılık dahil 12 Eylül döneminden kalan grev yasaklarının sürdüğünü, yine o döneme ait Yüksek Hakem Kurulunun yapısının değişmediğini söyledi.


CHP'li Çetin, eski 2821 sayılı yasada sendikal nedenlerle işten çıkarılan işçiye bir yıllık ücretinden az olmamak kaydıyla bir sendikal tazminatın ödenmesinin öngörüldüğünü hatırlatarak AKP'nin yasasında bu hükmün de kaldırıldığına dikkat çekti.


Yasa, işkolu barajı için Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) üyeliğini şart koşarak bağımsız sendikalara altı yıl boyunca da yüzde 3'lük barajı gerekli görüyor. Aslında ESK barajı, konfederasyonları bu kurula üye olmaya zorlayarak yapısı gereği hükümet ve işveren kuruluşlarının ağırlıklı olması nedeniyle alınacak kararlarda da "suç ortaklığına" itmiş oluyor. Konseyin doğrudan bir yaptırım gücü olmamakla birlikte 2010 değişikliklerinde Anayasa maddesi haline getirilerek konumu ve önemi arttırıldı.


DİSK, bir ara sosyal güvenlik yasalarıyla ilgili olarak ESK'nın aldığı kararlara meşruiyet kazandırmamak açısından bu konseyin toplantılarından çekilmişti. Şimdi yasa, toplu sözleşme yapabilmek ve yüzde 3'lük işkolu barajından kurtulmak için DİSK'i ve benzeri kuruluşları da bu konseye üyeliğe zorluyor.

AKP'nin temsil ettiği sınıflar açısından böyle bir yasayı çıkarması doğal karşılanabilir ancak esas sorun işçi sınıfı ve örgütlerindedir. Sendikalar, yasaya karşı güçlü bir muhalefet sergileyebildiler mi? DİSK'in eylemleri, Sendikal Güç Birliğinin bir saatlik iş bırakması ve de Türk-İş yönetiminin mektupla muhalefeti, gereken etkiyi gösteremedi ve son derece sınırlı kaldı. Bir şekilde İzzet Çetinin dediği gibi "işçiler ve sendikalar bu yasayı hak ettiler"...

Yurt Gazetesi / Atilla ÖZSEVER 19.10.2012

 

 

GÜNDEM