ffa41
Basın-Yurt Gazetesi:AB´de Memurun Grev Hakkı Ve İş Güvencesi

AKP iktidarı, bir yandan memurun iş güvencesini ortadan kaldırmaya dönük çalışmalar yaparken diğer yandan da "madem grev hakkı istiyorsunuz o halde iş güvencesinden vazgeçin, ikisi bir arada olmaz" demektedir. Peki, ikisi bir arada olamaz mı? Üyesi olmak için başvurduğumuz Avrupa Birliği'nde (AB) durum nedir?

 

Memur sendikacılığı alanındaki uzmanlığı ile tanınan Prof. Dr. Mesut Gülmez, kimi Avrupa ülkelerinde hem statülü güvencenin hem de grev hakkının bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Gülmez, "Statülü hukuk çerçevesinde atanan bir memur, kariyer süreci içersinde hem güvenceli durumunu korumakta hem de grev hakkına sahip olabilmektedir. Örneğin Fransa'da memurun hem statülü güvencesi hem de grev hakkı vardır. Fransa'nın yanı sıra italya, ispanya, Yunanistan gibi ülkelerde de aynı durum söz konusudur. Ancak Almanya,' Avusturya, Danimarka gibi ülkelerde ise memurlarla ilgili grev yasakları mevcuttur" diye konuştu.

 

İsveç, Norveç gibi İskandinav ülkelerinde de memurlara yasayla grev hakkı tanınmıştır. İsveç'te kamu kesimindeki grev hakkı toplu sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması halinde geçerli olmaktadır. İngiltere'de 1946 yılında memurlara grev hakkı tanınmış olmasına rağmen 1982 yılında çıkarılan istihdam yasasıyla grev hakkına çeşitli sınırlamalar getirilmiştir.

Almanya'da da 1949 yılından itibaren memur statüsünde olmayan tüm kamu görevlileri için grev hakkı söz konusudur. Bu ülkede tüm ücretli çalışanların grev hakkı olmasına rağmen memurların bu haktan yararlanmaması, ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) düzeyinde çeşitli şikâyetlere neden olmuştur. ILO da, 1959'dan beri Almanya'daki memurlara yönelik grev yasaklarını eleştirmektedir. Öte yandan Finlandiya, Lüksemburg, Portekiz, Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkelerde de, memurların grev hakkı bulunmaktadır, İsviçre ise memura grev hakkını açıkça yasaklamıştır.

 

Ülkemizde memurlarla ilgili iş güvencesinin kaldırılarak sözleşmeli bir statünün getirilmesi, sendikal hakları da geriletecektir. İşsiz kalma endişesi bulunan bir memurun sendika üyeliği konusunda ciddi tereddütleri olacaktır. Bu durumda güvencesiz, sözleşmeli konumda çalışan memurların sendikalaşma hakkını kullanması çok güçleşecektir. Sendika hakkının fiilen kullanılmadığı bir ortamda da, bunun grevli-toplu sözleşmeli olmasının hiçbir anlamı yoktur.

AB'de memurlara grev hakkının tanınmadığı ülkelerde bile, iş güvencesi teminatı oldukça güçlüdür. Birçok Avrupa ülkesinde işten çıkarılan bir emekçi, işe iade davasını kazanması halinde yeniden işine başlayabilmektedir. Bizde ise, işe iade davasını kazanan bir işçiyi yeniden işe almak istemeyen bir patron, tazminat ödemek suretiyle bu yükümlülükten kurtulabilmektedir.

 

Tüm bu koşullar çerçevesinde Türkiye'de, hem işçiler, hem de memurlar açısından getirilmek istenen güvencesiz ve örgütsüz bir çalışma rejimine karşı birleşik bir mücadelenin verilmesi gerekli hale gelmektedir.

 

11 Eylül 2012

Yurt Gazetesi - Atilla ÖZSEVER

 

 

GÜNDEM