ffa41
Basın-Yurt Gazetesi - Atilla Özsever: Yasa Yetmedi, Şimdi de Sendikalaşmaya Hapis

Sendikal yaşam, her geçen gün büyük bir cendere altına alınıyor. Zaten sendika üyesi olmak başlı başına büyük bir risk. İşveren hemen kapının önüne koyuyor.


Bu anlayış ve uygulamanın yanı sıra AKP iktidarı, 18 Ekim 2012'de TBMM'de kabul edilen ve 7 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile sendikal örgütlenmeye çeşitli engeller getirdi. Bu yasayla 30'dan az işçi çalıştırılan işyerlerinde sendikal nedenlerle işten atılanların sendikal tazminat davası açma hakkı ortadan kaldırıldı. İşkolu barajı düşürülüyor gerekçesiyle 28 işkolu 20'ye indirilip birçok işkolu birleştirilince işçi sayısının artması nedeniyle baraj otomatikman yükseldi. 6 milyon 298 bin kişiyi temsil eden 29 sendikanın toplu sözleşme yapma olanağı kalmadı.


Yasada grev yasaklan korundu, ayrıca sendikaya üyelik için noter şartı kaldırılmasına rağmen yeni getirilen e-devlet sistemi ile işverenlerin işçilerin hangi sendikaya üye olup olmadığını öğrenmesi ya da işverenin istediği sendikaya üye olması veya sendikadan istifa baskısı daha olanaklı hale geldi. Sendikacılık alanındaki tüm bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi şimdi de sendikal örgütlenme yapanlara hapis cezası verildi. Gerçekten inanılır gibi değil. Bırakın "ileri demokrasiyi" eğer biraz demokrasi varsa, insanların ekonomik ve sosyal çıkarılan için örgütlenmeleri en doğal anayasal haklandın. Ama Türkiye'de öyle olmuyor.


Özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Kasım 2012 tarihinde verdiği kararda, taşımacılık işkolunda örgütlü Türk-lş'e bağlı TÜMTİS sendikasının 14 yöneticisi hakkında sendikal faaliyet nedeniyle "haksız ekonomik çıkar sağladığı" gerekçesiyle 6 yıl ile 1 yıl 10 ay arasında değişen hapis cezasına hükmetti. Mahkemenin gerekçeli kararında "sendikaya zorla üye yapmak ve aidat ödemelerini sağlamak amacıyla haksız kazanç elde etmeğe çalışarak örgüt kurmak" suç olarak nitelendirildi. Yani sendika, anayasa ve yasalar gereği görevi olan örgütlenme faaliyeti nedeniyle bir suç örgütü olarak kabul ediliyor.


TÜMTlS'ten yapılan açıklamada, "Üye olması için baskı yapıldığı iddiasında bulunan, bu iddia ile şikayet dilekçesi veren tek bir işçi dahi yoktur. Mahkemece ifadesi alınan hiçbir işçi sendikamıza zorla üye yapıldığını söylememiştir. Buna rağmen işverenlerin yalana dayalı beyanlan cezalandırma için yeterli bulunmuştur" denildi. TÜMTlS'in verdiği bilgiye göre, 2007 yılında örgütlenme çalışması yürütülen Horoz Kargo'da bu ve çeşitli işyerlerinin işverenlerinin şikâyeti üzerine 6,5 ay tutuklu kalan sendika yöneticileri, ilk duruşmada mahkeme tarafından serbest bırakıldı.


Dava 5 yıldır sürüyordu. Sendikanın işveren hakkında sendikal örgütlenmeyi engellediği gerekçesiyle TCK'nın 118 maddesine göre açtığı dava ise, beraat ile sonuçlandı. TÜMTlS'in açıklamasında da belirtildiği gibi, böyle bir kararın Yargıtay'ca da onanması halinde sendikal faaliyet fiilen yasaklanmış olacaktır. Artık işçilerin hakkını korumak, sendikal faaliyette bulunmak hapisle cezalandıracaktır. Tüm sendikaların, emek örgütlerinin şimdiden seslerini çıkarmaları, demokratik tepkilerini göstermeleri gerekir. Yoksa sendikalara kilit asma zamanı yakındır...

7.12.2012

 

GÜNDEM