AKP Hükümeti bunu hep yapıyor. Ne zaman ki Hükümet, halktan, işçilerden, emekçilerden tepki alacak emek düşmanı, özgürlükleri ayaklar altına alan düzenlemeler yapacak olsa, bu düzenlemeleri doğrudan Meclise getirmiyor.

Tersine Hükümet, bu düzenlemeleri ilgili ilgisiz başka birçok düzenlemeyle bir araya getirip, içine de kimsenin karşı çıkmayacağı birkaç "rüşvet düzenlemesi" koyup "torba yasa"olarak Meclise getiriyor! Bugün de bu oyunu aynen tekrarlıyor AKP Hükümeti. Soma'da 301 maden işçisinin hayatını kaybetmesine yol açan büyük maden kazasının (katliamı demek daha doğru) arkasından ortaya çıkan tepkilerden sonra Hükümet, uzunca bir zamandan beri şikayet konusu olana madenlerdeki vahşi çalışma koşullarının düzeltilmesi talebini ele almak zorunda kaldı.

Ancak Hükümet, bu büyük katliamdan sonra bile madenlerdeki çalışma koşullarının düzeltecek bir düzenleme getirmek yerine, bu düzenlemeleri, içinde taşeron sistemini meşrulaştırma ve sistemin yaygınlaştırılmasına dayanak olacak düzenlemeleri de eklediği bir "torba yasa"nm maddesi olarak gündeme aldı. Böylece Hükümet, madenlerdeki çalışma koşullarını düzenlemeyi, 'Taşeron Yasası"na karşı çıkacakları, madenlerdeki çalışma koşullarının düzeltilmesine karşı çıkar duruma itmeyi esas alan bir oyunu dönüştürdü.
Hükümet, bir tezgah olarak hazırladığı "iş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" başlıklı, 61 maddelik "torba yasa tasansı"m 30 Mayıs 2014 tarihinde Meclise sundu. 'Torba Kasa"içinde yer alan madenlerdeki çalışma koşullarını ve işçilerin haklarını genişleten düzenlemeler şunlar:

*Yer altı maden işçilerinin günlük çalışma süresi 6 saate ve haftalık çalışma süresi 36 saat ile sınırlanıyor. 36 saati aşan çalışma "fazla çalışma" olarak tanımlanıyor.

*Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları durumunda işe iade davası açabilmeleri için gerekli koşullardan biri olan 6 aylık kıdem koşulu kaldırılıyor. Böylece işten atılan işçi 30 dan fazla işçi çalıştıran işletmede çalışıyorsa kıdem koşulu olmaksızın işe iade davası açabilecek.

*Yer altı maden işçilerinin emeklilik yaşı 50ye düşürülüyor.

*Tasarı ile yeraltı maden işçilerinin yıllık izinleri 4 gün artırılıyor. Kuşkusuz bu düzenlemelere az çok emekten yana olan hiç kimse "Hayır, olmasın" demez.

Diyen de yok! Ancak Hükümet, bu düzenlemeleri taşeron sitemini yeniden düzenleyen ama onu düzenler görünürken gerçekte, taşeron sitemini "ebedi/eştirip", patronların devlet kurumlarındaki yöneticilerin başını ağrıtan mevcut durumu, onların lehine düzenlemek istiyor.
Dolayısıyla Hükümet 301 işçinin ölümünü gündeme getirdiği madenlerdeki vahşi koşulları biraz düzeltmek için "taşeronu yaygın/aştırıp meşrulaştırmayı"' diyet olarak istiyor. Oysa işçiler, sendikalar, konunun uzmanları ve bilim insanları ise tam tersine taşeron sisteminin yasal bir statüye dönüştürülmesini değil tümden kaldırılmasını istiyorlar. Bütün sektörlerden işçilerin talepleri bu doğrultuda; bunu için yıllardır mitingler, gösteriler, grevler,... yapıyorlar.

Kamuda da yıllardır emekçiler, "Taşeron çalışmaya hayır diye mücadele yürütüyorlar. Nitekim birkaç günden beri, yol işçileri "Taşeron sitemi yasaklansın!" diye iş bırakmaya da başladılar. Bu açında bakıldığında doğru olanı ya torba yasadaki taşeronla ilgili düzenlemenin çıkarılarak "torba yasa"nın Meclisten geçirilmesi ya da "Madenlerdeki çalışma koşullarını düzenleyen yasa"nın acilen, torba yasadan bağımsız bir yasal düzenleme olarak hızla Meclis gündemine getirilmesi gerekir. Aksi halde Hükümetin madenlerde yapacağı düzenleme de laftan ibaret kalacaktır. Çünkü taşeron çalışması söz konusu olduğunda yasalara geçmiş işçi haklarını kullanılması bile olanaksız olmaktadır. Nitekim bugüne kadar taşeron çalışmayla ilgili pek çok işçi ve sendika Danıştaydan taşeron firmalar ve taşerona işveren firmalar aleyhine pek çok karar çıkarmışlardır ama bunların hemen hiçbiri uygulanamamıştır. Bugün de hangi yeni düzenleme yapılırsa yapılsın, taşeron çalışması yasaklanmadığı" sürece maden işçilerinin çalışma koşullarında ciddi ve kalıcı bir değişiklik beklenemez. Bu 'Torba yasa oyununu bozmak" ancak mücadele ile olabilir. Aksi halde Hükümet ve patronlar, bugüne kadar olduğu gibi, bir elleriyle veriyor göründüklerini, öteki elleriyle fazlasıyla almaya devam eder.

4.6.2014