ffa41
Akşam Gazetesi- Nihal Kemaloğlu:Fail-i piyasa

 

Kentleri kredi köpüklerinde boğan, topraklarına zehirli atık gizleyen, sıcak para girişi muazzam ülkemizde ekonomik performans fetişizmi ve dünyevi karlılık işlemleri, 'hakikat' yerine kutsanınca birilerine de çekip gitmek düşüyordu.


Samsun Eti Bakır İşletmeleri'nde asıl işverenin taşeronun taşeronunun taşeronuna vererek 'sahipsizleştirdiği' iş güvenliği nasıl 300 tonluk kapak olup 5 işçiyi ezdiyse, çalıştığı hastanenin 6. katından kendini boşluğa bırakan asistan doktor Melike de üzerine olanca ağırlığıyla kapanan hayattan vazgeçiyordu.


Ama Melike'nin 'dayanılmaz bir şiddete' dönüşmüş alo 184 ihbar hatlarıyla döşenmiş gece-gündüz çalışma şartlarına ve onurunu zedeleyen sisteme bir manifesto metni gibi bıraktığı ölümü kesif ürperti yaratmıyordu..

 

'Kalçama yapılan iğne acıttı' hamlığında şikayetleri 'müşteri memnuniyeti' gerekçesiyle değerlendiren yönetim bir gecede yüzlerce hastaya bakan acil doktoru Melike'den savunma istemiş.. Melike de birkaç saat sonra hastanesine 'alın sizin olsun hayatım istemiyorum' dercesine gitmişti..

 

CEO VE TAŞERONA EMANET HAYATLAR...

Şirketleşen dünyanın tabii menkulü sayılan 'hayatımız' birilerine dolaylı dolaysız para kazandırmadığı takdirde şiddetli biçimde işten çıkartılıyor yani ölüyorduk..
Neoliberalizmin insanı değersizleştirirken ömrünü finanslaştıran, toplumsal ve ekonomik modelinin sunaklarına her gün kurbanlar bırakmadan 'kalkınamıyor' ve hakkaniyetsiz ve hadsiz cirolara ulaşamıyorduk.

Oysa insanın emeğini ve öz saygınlığını tüketen, eğitim, liyakatı ve tecrübeyi tek bir anda 'olumsuzlayan' performans ve rekabet kültüne tapan, insafsız 'piyasacı dönüşümün' vahşi tahribatı 'cinayet ve intihar' salgını olup el ele boy atıyordu..

Bozguna uğratılmış kamusal meslekler, intihar eden atanamayan öğretmenler, hastanelerde darp edilip öldürülen doktor ve sağlık emekçileri, ortalama bir ayda 100 işçinin öldüğü CEO, taşeron ve güvenlikçilere emanet ülkemizde, iktidar partisi kadın milletvekiline boşandığı eşinin şiddetine karşı koruma veriliyordu.


FAİLİ MEÇHUL MAĞDURU KARALAYAN SİSTEM...

Mahkeme kararıyla 'koruma' altına alınan kadınlar, sığınma evi sokaklarında yine takır takır cellatlarınca öldürülüyor ve son on yılda şehit sayısından fazla 'zorunlu askerlik görevini' yapan gencecik çocuğumuz askerde ne yaşıyorsa 'intihar ediyordu'!

Faillerin kimliklerini 'araştırıldıkça' kaybetmek, mağdurları da 'itibarsızlaştırmak' yaygın ön kabul olarak işlem görüyordu..


Samsun'da 300 tonluk kapağın düşmesi sonucu 5 kişinin öldüğü ve 14 kişinin yaralandığı kaza sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunda asıl işverenin işi taşeronlara verdiği ve taşeronun taşeronunun da başka bir taşeronla anlaştığı yazılıydı.


Bu piyasacı taşeron zincirin ucu, işi ucuzun da en ucuzuna yapmak, maliyetleri kıra kıra sonunda 'insan kırımı' yapmaya dayansa da, zinciri takip etseniz de, sonunda gene faillerini bulamazdınız.
Çünkü fail bir yandan 'borsa-rant-ihale-tahsis-projeci' ilişkileri hayati önem atfeden 'kalkınmacı' ekonomik tahakkümün, diğer yandan güvenlikçi-asayişçi-milli irade tezahürü devlet hegemonyasının yakın ilişkileri arasında bulanıklaşır ve nihayetinde bir gün gelir unutulurdu...

06 Aralık 2012 Akşam

 

 

 

GÜNDEM